Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Yazar Esra ÇetinkayaPsikolog • 13 Şubat 2022 • Yorumlar:

Yaygın anksiyete bozukluğu kişinin sürekli olarak, bir nedene bağlı veya bağlı olmaksızın, durumla ilişkili olmayan aşırı kaygı duyma halidir. Kişiler, günlük hayat akışında karşılaşılabilecek her türlü durumda alarm halindedir. Atılan her adım, çalan her telefon bir felaket habercisiymiş, her şey daha kötüye gidecekmiş ve dünyanın sonu gelmiş gibi davranabilirler. “Aşırı evhamlı” olarak tarif edilebilecek bu kişiler, çoğu zaman yüksek endişe düzeylerinin farkındadır ancak bunu nasıl kontrol altına alabileceklerini bilmezler. Farkında olmayan kişiler ise endişeleri için bahaneler üretebilir, akla yatkın hale getirmeye çalışabilirler. Günlük hayatlarında aksaklıklar başlandığında, aile üyeleri bu halinden sıkıntı duyduklarını söylediğinde ve kişi artık bu kaygıyla yaşayamaz hale geldiğini hissettiğinde yardım için başvururlar.

Nedensiz bir yorgunluk, uykuya dalamama ve gece sık sık uyanma, sık baş ve kas ağrıları, yutkunmada güçlük, titreme ve seğirmeler, terleme, tahammülsüzlük/çabuk sıkılma, bulantı,  sersemlik/ baş dönmesi hissi, sıcak basması gibi fiziksel yakınmalara ek olarak, dikkat ve  konsantrasyon güçlükleri, en ufak sesle kolayca irkilme, iç çekme, ani hareketlenme gibi belirtilere  sık rastlanır. Endişe halinin en az altı ay boyunca hemen her gün var olması, gün boyunca sürüyor  olması ve işlevsellikte bozulmaların olması tanı konulma kriterlerindendir. 

Genetik etkenler, beyindeki nöro-kimyasal değişiklikler, kişilik özellikleri ve stres verici yaşam  olayları gibi birçok faktör yaygın anksiyeteye sebep olabilir. Tedavisinde klinik değerlendirme  sonrası psikoterapi ve ilaçla tedavi kullanılır. Durumun ne kadar süredir devam ettiğine bağlı olarak  tedavi süresi değişkenlik gösterir.  

Yaygın anksiyeteye sahip kişilerden sıklıkla duyulabilecek cümleler:  

“Sanki diken üstünde oturuyorum.” 

“Her an kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum.”  

“Telefon çaldığında “Kesin biri öldü” diye düşünüyorum ve kalp krizi geçirecek gibi hissediyorum.” “Öyle gerginim ki, sürekli kalbim güm güm atıyor.” 

“Bir türlü gevşeyemiyorum.” 

“Relax olmak istiyorum ama başaramıyorum.” 

“Aklımda devamlı çocuklarıma bir şey olacak düşüncesi var.” 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)