Yeme Bozuklukları

Yazar Serra KampeasPsikolog • 15 Kasım 2018 • Yorumlar:

Yeme bozuklukları son zamanlarda özellikle genç kızlar arasında çok sık görülmeye başlanan bir rahatsızlıktır. Birçok insan hemen hemen her gün “fazla kilom var”, “diyete başlamalıyım” gibi cümleler sarf ediyor. Kimi hayatını döngüsel bir şekilde kilo vererek ve tekrar geri alarak geçiriyor; ki buna yo-yo diyeti denir; kimi ise bu döngüyü daha ileri boyuta taşıyarak yeme bozukluğu noktasına getiriyor.

Bir yandan kozmetik endüstrinin son yıllarda iyice gelişmesi ve plastik cerrahi ile fiziki görünümü değiştirmedeki etkisi bireylerin fiziksel görünümleri hakkındaki endişelerini ört bas eder nitelikte gözükse de, diğer yandan asıl endişenin daha çekici görünme ve benlik saygısını arttırma isteği olduğu görülmektedir. Günümüzde ne yediğimiz ve ne kadar egzersiz yaptığımız öyle hale geldi ki, bunlar değerlilik, erdem gibi duygularla eş değer görülmeye başlanmıştır.

Birey için yemek yemek ve kiloyla ilgili endişeler çok kuvvetli hale geldiğinde ve yemeye yönelik davranışlar ya da yemekten kaçınma davranışı kontrol dışı bir hale geldiğinde, o bireyde “yeme bozukluğu” olduğundan söz edilebilir.

Yeme bozukluklarının 3 belirgin çeşidi vardır. Bunlar:

  1. Anoreksia Nervosa

  2. Bulimia Nervosa

  3. Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu şeklindedir.

ANOREKSİA NERVOSA NEDİR:

Anoreksia Nervosa DSM 4 Tanı Kriterleri (APA,2000)

  1. Yaşı ve boy uzunluğu için olağan sayılan en az kiloda ya da bunun üzerinde bir vücut ağırlığına sahip olmayı kabul etmeme (ör. beklenenin % 85’inin altında bir vücut ağırlığına sahip olmaya yol açan bir kilo kaybı ya da büyüme dönemi sırasında, beklenenin % 85’inin altında bir vücut ağırlığına sahip olmaya yol açacak bir biçimde beklenen kilo alımını gerçekleştirememe).

  2. Beklenenin altında bir vücut ağırlığına sahip olmasına karşın kilo almaktan ya da şişman biri olmaktan aşırı korkma.

  3. Kişinin vücut ağırlığı ya da biçimini algılama biçiminde bozukluk olması, kendini değerlendirmede vücut ağırlığı ya da biçiminin anlamsız bir etkisinin olması ya da o sırada vücut ağırlığının düşük olmasının önemini inkâr etme.

  4. Bayanlarda menarş sonrası amenore, yani en az ardışık üç menstural döngünün olmaması.

Anoreksiyalı Kişiler:

  • Kendilerini çok uzun süre oldukça az miktarda yiyerek ya da hiçbirşey yemeyerek bırakırlar. Buna rağmen daha fazla kilo vermeleri gerektiğine dair kuvvetli inançları vardır.

  • Çok zayıf olmalarına rağmen şişmanlayacaklarına dair aşırı korku duyarlar.

  • Beden algıları çarpıktır.

  • Kendilerini değerlendirmeleri kilolarına ve yemekleri üzerindeki kontrollerine dayalıdır.

  • Kilo kaybı bu kişilerde kronik bir yorgunluğa sebep olsa da kendilerini aşırı egzersiz yapmaya ve işte ya da okulda çok yorucu bir programa uymaya zorlarlar.

Anoreksiya Nervosanın yol açtığı fizyolojik etkiler:

  • Adet görememe

  • Kalp atışının yavaşlaması, düzensiz kalp atışı ve kalp yetmezliği gibi kadriyovasküler kompikasyonlar.

  • Kemiklerde zayıflama (osteoporoz)

  • Cilt ve deri kuruluğu

  • Saç ve tırnaklarda kırılganlık

  • Kan, potasyum, kalsiyum ve magnezyum düzeyinde düşüklük sonucu ortaya çıkan ve hayati risk oluşturabilen metabolik problemler

Anoreksiya Tipleri:

1. Kısıtlı Tip: Bu kişiler kilo alımını engellemek için yemek yemeyi reddederler. Bazıları günlerce hiçbir şey yemezler, çoğu yalnızca hayatta kalacakları kadar ve çevreden gelen baskılardan kaçmak için çok düşük miktarlarda yemek yer.

 2. Tıkınırca Yeme / Çıkarma Tip: Bu kişiler periyodik olarak tıkınırca yeme ve sonrasında çıkartma (kendisinin yol açtığı kusma ya da laksatiflerin ve diüretiklerin kötüye kullanımı) davranışı gösterirler.

Anoreksiya nervosanın başlangıcı genellikle ergenliktedir. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür. Son yapılan çalışmalarda anoreksiya nervosanın genel popülasyonda yaşam boyu görülme sıklığı % 0.51 ile % 3,7 arasında tespit edilmiştir. Anoreksiya nervosaya genel olarak depresyon, madde kötüye kullanımı ve obsesif-kompulsif bozukluğun eşlik ettiğine çok sık rastlanılmaktadır. Bozukluğun gidişatı kroniktir. Anoreksia vakalarının ölüm oranı % 5-8 arasında değişmektedir. Ölüm genellikle hastalığın fiziksel komplikasyonlarından ve pasif intihardan kaynaklanmaktadır.


BULUMİA NERVOSA NEDİR:

Bulumia Nervosa DSM 4 Tanı Kriterleri (APA,2000)

  1. Yineleyen tıkınırcasına yeme epizodlarının olması. Bir tıkınırcasına yeme epizodu aşağıdakilerden her ikisi ile belirlidir:

1. Aynı zaman diliminde ve benzer koşullarda çoğu insanın yiyebileceğinden hiç tartışmasız çok daha fazla miktarda olan yiyeceği belirli bir zaman diliminde (örn. herhangi bir iki saatlik süre içinde) yeme

  1. Bu epizod sırasında yeme kontrolünün kalktığı duyumunun olması (örn. yemeyi durduramayacağı ya da ne yediğini kontrol edememe duygusu)

  1. Kilo almaktan sakınmak için, kendisinin yol açtığı laksatiflerin, diüretiklerin, lavmanların ya da diğer ilaçların yanlış yere kullanımı, hiç yemek yememe ya da aşırı egzersiz yapma  gibi uygunsuz dengeleyici davranışlarda tekrar tekrar bulunma.

  2. Tıkınırcasına yeme ya da uygunsuz dengeleyici davranışların her ikisi de 3 ay süreyle ortalama olarak en az haftada iki kez ortaya çıkmaktadır.

  3. Kendini değerlendirirken anlamsız bir biçimde vücudunun biçimi ve ağırlığından etilenir.

  4. Bu bozukluk sadece anoreksiya nervoza epizodları sırasında ortaya çıkmamaktadır.


Bulumik Kişiler:

  • Kontrol edilemeyen yeme ya da tıkınırcasına yeme davranışı sergilerler. Daha sonra denetimi yitirmiş olmaktan dolayı suçluluk ve vicdan azabı duygularıyla kendilerinden nefret ederler. Bu duyguların akabinde de, kilo alınmasını önlemeye yönelik istemli olarak başlatılan kusma, laksatif, diüretik ya da benzeri maddelerin kötüye kullanılması gibi davranışlar görülür.

  • Tıpkı anoreksikler gibi, kendilerini daha çok vücutlarının biçimi ve kilolarıyla değerlendirirler.

  • Beden imgeleri anoreksikler kadar çarpıtılmış değildir, vücutlarını daha gerçekçi bir şekilde algılarlar. Ancak yine de beden ve kilolarından memnun değillerdir ve sürekli kilo vermeyle ilgilenirler.

  • Tıkınmalar, kusmaların yaklaşık bir yıl öncesinde başlar.

  • Tıkınma atağı sırasında tatlı, kek, pasta gibi yüksek kalorili yumuşak gıdalar yerler. Gıdalar gizli ve hızlı, hatta bazen çiğnenmeden yutulur.

Bulumia Nervosanın yol açtığı fizyolojik etkiler:

  • Ellerin dış yüzeyinde kusmak için boğazlarına parmak sokmaları sonucu irritasyona bağlı nasır ve deri döküntüsü

  • Aşırı ve kronik kusma, laksatif ve diüretik kötüye kullanımını takiben yaşanan sıvı kaybı sonucu vücudun elektroidlerinde dengesizlik.  Bu dengesizlik kalp yetmezliğine sebep olabilmektedir.

Bulumia Tipleri:

1. Çıkartma Olan Tip: Tıkınırcasına yedikten sonra kilosunu kontrol etmek için kendini kusturan ya da müshil ilaçları kullanan blumiklerden oluşan türüdür.  

2. Çıkartma Olmayan Tip: Kilosunu kontrol etmek için aşırı egzersiz yapma ya da hiç yemek yememe davranışında bulunan fakat çıkarma davranışında bulunmayan blumiklerden oluşan türüdür.  

Bulumia nervosanın başlangıç yaşı genellikle 15-19 arasıdır. Aynı anoreksia nervosa da olduğu gibi, kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür. Kadınlarda yaşam boyu görülme sıklığı % 1.1 ile % 4.2 arasında değişmektedir. Ölüm oranları ve fiziksel tehlike oranları anoreksiya kadar olmasa da, ciddi tıbbi komplikasyonlara neden olabilmektedir.

Anoreksia ve Bulumia Nervosa arasındaki temel farklar:

  1. Bulimia nervosalı kişiler normal vücut ağırlıklarını korurlarken, anoreksik kişiler sağlıklı vücut ağırlıklarından en az %15 daha zayıftırlar.

  2. Anoreksik kadınlarda genellikle adet kesilmesi görülürken, bulumia nervosa da bu duruma sık rastlanılmamaktadır.

 

TIKINIRCASINA YEME BOZUKLUĞU NEDİR:

  • Bu bozukluk pek çok yönden bulimia nervosaya benzemektedir ancak; bu kişiler tıkınırcasına yeme sonrası her zaman çıkartma, uzun süre aç kalma ya da aşırı egzersiz yapma gibi telafi edici davranışlarda bulunmazlar.

  • Bu kişiler genellikle aşırı kiloludurlar ve vücutlarından iğrenirler.

  • Tıkınrcasına yeme davranışlarından utanırlar.

  • Genellikle bu kişilerin öykülerinde sık sık diyet yapma ve kilo kontrolü programlarına üyelikte bulunma görülür.

  • Bu kişilerin ailelerinde genellikle obezite görülür.

  • Bu bozukluğun genel görülme oranı %2’dir.

  • Kadınlarda erkeklerden daha sık görülür.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)