Yeni Hayatın İlk Günü

Yazar Nazan Sondaç KöroğluPsikolog • 15 Haziran 2020 • Yorumlar:

Elbette hiç birimizin pandemi hakkında bir öngörüsü, tecrübesi yoktu.. Kimse bu yaşadığımız süreçleri daha önce yaşamış değil.. Hepimiz için bir ilk oldu. Ve çok zor oldu.

Biliyorsunuz bu süreçte, eğitim, üretim gibi alanların neredeyse tamamı durdu, ertelendi, bitti.. Çocuklar, yetişkinler, en çok yaşlılar ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kaldı ve ne yazık ki binlerce insan hem ülkemizde hem de dünyada hayatını kaybetti.

1 ay öncesine kadar hayat daha belirsizken şu an en azından işletmeler, çalışanlar, eğitimin kreş tarafı biraz olsun ‘’eski normal’’e ‘’yeni normal’’ başlığı ile dönüyor.

Bir yandan eski yaşantımıza dönmek isterken bir yandan da tüm bu yaşanan sürecin etkilerinin ve tehlikenin hala devam edebilecek olması bizde ikircikli; yani mutluyken karamsar, neşeliyken kaygılı, arzularken kaçınma gibi zıt duygulanımlar yaratabilir. Her duygumuzla barışık olabilmeli mutsuzluk, kaygı, öfke veya korku duygusu yaşadığımız anları fark etmeli ve duyguların hangi düşüncelerden kaynaklanabileceğini bu düşüncelerinde işlevsel mi değil mi olduğunu belirlemeye çalışabiliriz.

Eskiden kafeye, lokantaya gitmek bizim için bir ödül ve haz kaynağı olabilir iken bu süreçten sonra aynı zamanda korku ve stres kaynağı da olabilir ki bu normaldir. Bu açıdan her durumda olduğu gibi bu süreçte de geçişlerin aşamalı, basamak basamak olması psikolojik uyum noktasında anlamlı olacaktır. Stresle ve kaygılarımızla baş edebilmenin en önemli unsuru elimizde olan yapabileceğimiz ve değiştirebileceğimiz noktaları belirlemek ve alabileceğimiz önlemleri almaya çalışmak olacaktır.

Toplu taşıma kullanmak, kalabalık ortamlarda olmak, dışarıya çıkmak, kaygıları da tetikleyebilecek bir durum olabilir. Bu konuda işverenlerin de anlayışlı olması, çalışanların güvende hissedebilmesi için önlemler alması, bilgilendirici çalışmaların arttırılması, insanların kaygılarını ve korkularını dile getirmesi için desteklenmesi iyi gelecektir. Aynı zamanda işe geri dönen ekiplerdeki herkesin kurallara uyması, 'Bana bir şey olmaz' yanılgısıyla hareket etmemesi, iş arkadaşlarının kaygılarına anlayış göstermesi önemli olacaktır.

Şu anda belirtilen “ Kontrollü Sosyal Hayat” aşamasına geçiş döneminde elbette ki sıkıntılar yaşayacağız, uyum sağlamak kolay olmayabilir. Normal şartlarda ki çalışma düzenine, koşuşturmaya maruz kalmak stres faktörü noktasında tetikleyici olabilecektir. Çünkü her geçiş süreci bir takım ruhsal stres kaynaklarını harekete geçirebilmektedir.

Yaşanan sıkıntılar tamamen bitecektir ancak bu süreçte yaşadığımız duyguların psikolojik yansımaları bir müddet sonra da görülebilir. Böyle bir durum ile karşılaşıldığında ise vakit kaybetmeden psikolojik destek alınmalıdır.

‘’Yeni Hayat’’ınızın en sağlıklı, verimli ve mutlulukla başlayıp, sürmesini dilerim..

Sağlıklı günler..

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)