Affetmek, birine karşı hissettiğimiz kızgınlık, öfke veya kırgınlık gibi olumsuz duyguları bırakarak karşımızdaki kişinin hatasını ve eksikliğini bağışlamaktır. Affetmek için illa bağışladığınızı söylemek gerekmiyor; daha içsel bir süreç olabilir. Affetmek size yapılan haksızlıkları mazur görmek değildir veya yapılan şeyleri unuttuğunuz anlamına gelmez.
Affetmek dediğimizde çoğu kişi, kendine yapılanları unutmak sanıyor ama öyle değil.
Affetmek, kişinin geçmişine takıntılı bir biçimde yaşamasını engeller. Affetmediğinizde sırtınıza bir yük biner ve ömür boyu bunu taşırsınız; içinizde bu konuyu hep düşünürsünüz. Affetmek, bunu önler. Kişi bu yükü taşımayıp önündeki geleceğe odaklanabilir.
Örneğin The Shack filminde, Mack Phillips adlı karakterimiz kızının öldürülmesi sonucunda çok büyük bir acı yaşar. Tanrı’nın temsilcisi olarak baba, oğul ve kutsal ruh şeklinde kendini tanıtan varlıklarla karşılaşır. Bu varlıklar Mack’e acıyı ve affetmenin önemini anlatır. Mack affetmekle ilgili şu sözleri söyler:
“Affetmek, acının zincirlerini kırmanın anahtarıdır.”
Affetmek bir anda olan bir şey değildir. İlk önce kişi kendi duygularını anlamalı ve bunun için kendine zaman vermelidir. Empati yapıp karşı tarafın bakış açısıyla görmeye çalışabiliriz.
Kişi, kendini affedebildiği kadar başkalarını affedebilir. Wild filmini bu konuya örnek verebiliriz. Ana karakter Cheryl’ın eski eşiyle boşanması, ailesindeki sorunlar ve uyuşturucu bağımlılığının yol açtığı içsel çıkmazı anlatır. Cheryl kendini affedip şu sözleri söyler:
“Kendimi anlamadığım için affettim, onu durdurmadığım için affettim.”
Partnerler, birbirlerini affetmeye daha fazla istek duyarlar. Bunun sebebi ilişkilerini korumaktır. Romantik ilişkilerde inciten taraf, özür dilemeye, pişmanlıklarını dile getirmeye ve hatalarını telafi etmeye daha yatkındır.
François de La Rochefoucauld’un bu konuyla ilgili çok güzel bir sözü vardır:
“İnsan sevdiği müddetçe affeder.”
Her şey affedilebilir veya affedilemez demek çok zordur. Her insanın kendine ait düşünceleri, yaşadığı olayların etkisi, hatta kültürün bile affetmede çok büyük bir etkisi vardır. Bu yüzden herhangi bir konu için “affedin” ya da “affetmeyin” diyemeyiz.
Kişi, kendi duygularıyla ve empati yaparak durumu düşünebilir; kendi kararını verebilir.
Affetmenin gücü ve inancımızın da affetmemizi etkilediği ile ilgili şöyle bir örnek verilebilir:
“Yeşil Nehir Katili” lakaplı Gary Leon Ridgway, 48 kadını öldürme suçunu kabul etti. Bu durum onu Amerika’nın en büyük seri katillerinden biri yapıyordu. Mahkeme boyunca kurbanların ailesi, ondan ne kadar nefret ettiklerini ve ölmesi gerektiğini düşündüklerini dillendirdiler. Gary, bu cümleleri ifadesizce dinliyordu ve kurbanlarını hatırlamayıp pişmanlık bile duymuyordu.
Daha sonra öldürülen kadınlardan birinin babası ona şunları söyledi:
“Bay Ridgway, burada sizden nefret eden insanlar var. Ben onlardan biri değilim. Bugüne kadar inandığım şeyi yapmamı gerçekten zor hale getirdiniz. Ve bu da Tanrı’nın bize söylediği şey: affetmek. Siz affedildiniz beyefendi.”
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.