“Bir çiftin parmak uçları birleştiğinde, aralarındaki mesafe yok olur.”
Çiftler arasındaki yalnızlık, partnerlerin ilişkiden beklentisinin karşılanmadığı veya hayal ettiği gibi bir ilişkiye ulaşamaması durumudur. Partnerleri bu duruma iten birçok faktör vardır. İçsel bir yalnızlığı deneyimleyen partnerlerin bu hali, çift olarak dışarıya da yansır. Çiftin duruşu, iletişim şekli, yan yana oturuş şekli onların duygusal kopukluk yaşadıklarını belli edebilir.
Çiftler arasındaki kopukluğa sebep olan durumların başında iletişim eksikliği vardır. Partnerler güne başlarken bir “günaydın” demeyi ihmal ettiğinde, gün içinde olan biten hakkında paylaşım yapmadıklarında, zorlandığı bir duyguyu veya durumu paylaşmaktan geri çekildiğinde, ihtiyaçlarını söylemek yerine bunu düşünce ve stres boyutunda bıraktığında yalnızlık hissi kaçınılmazdır. Çiftlerin birbirine karşı günlük yaşamından, duygularından ve ihtiyaçlarından bahsetmesi yalnızlık hissini ortadan kaldırmaya yardımcı olacaktır.
Çiftler birbirine karşı çatışma esnasında alay, mimik ve iğneleyici sözlerle küçümseyici bir tavırla yaklaştığında, partner aşağılanmış hissedecek ve ardından olumsuz duygu deneyimi yaşayacaktır. Bu da çiftler arasında duygusal mesafeye yol açacaktır. Gottman’a göre küçümseme davranışı, boşanmanın en güçlü habercilerinden biridir.
Çatışma esnasında yumuşak başlangıçlar yapmak yerine partnerin kişiliğine yönelik yapılan sert eleştiriler ve suçlamalar, birbirlerine olan bağlılığı azaltacak ve kopukluk hissine doğru yatırım yapacaktır. (“Sen zaten hep böylesin.”, “Sen hep bencilsin.”, “Hiç beni düşünmüyorsun.”, “Sen zaten tembelsin, hiçbir şeyi doğru düzgün yapamıyorsun.”, “Seninle konuşulmaz, hep bildiğini okursun.”, “Böyle olmasının tek sebebi sensin.”, “Ben mutlu değilsem bu tamamen senin yüzünden.”, “Hep sen bozuyorsun, ben olmasam hiçbir şey yürümeyecek.”, “Sen olmasan bu sorunlar hiç çıkmazdı.”) gibi ifadeler yapılan kavgalardan sonra çiftlerin bu ilişkiyi yürütemediğini hissettirecek ve birbirine ait olamama hissiyle birlikte yalnızlık duygusuyla baş etmelerine sebep olacaktır.
Eleştiri veya suçlamaya alternatif olarak, eleştiri yerine ihtiyacı dile getirmek ve suçlama yerine sorumluluğu paylaşmak ilişkiye zararı önler. Örneğin:
Başka bir boşanmanın yordayıcısı olarak görülen “duvar örme” davranışı da çiftler arasında kopukluğa sebep olur. Çatışma esnasında tartışmadan çekilmek, sessizleşmek ve partneri yok saymak ilişkiyi bitiren davranışlardandır. İlişkiden doyum almak isteyen partnerlerin, mutluluk için davranış değişikliğine gitmesi ve var olan davranışın yerine yenisini deneyimlemesi gerekir. Duvar ören partner, kendi duygusunu fark edip ihtiyacını dile getirebilir. Örneğin; “Şu an çok gerildim, konuşamayacak durumdayım.” ifadesiyle duygusu anlaşılabilir ve bu açık iletişim ilişkiyi yıpratmaz. Çiftlerden biri ara istemek yerine “Bunu konuşmak istiyorum ama sakinleşmeye ihtiyacım var. 20 dakika sonra devam edelim.” şeklinde ifade ederse, karşı tarafın çatışma içinde yalnız kalmasını engellemiş ve fiziksel rahatlama imkânı da sunmuş olur. Ancak bu mola ihtiyacı her iki tarafın da istediği bir durumsa, bu durum reddedilme olarak hissedilmeyecektir.
Temas kurmayan çiftlerin dinamiklerine baktığımızda, fiziksel olarak yan yana bile olsalar duygusal bir yalnızlık hissi hâkimdir. Partnerlerin teması azaldıkça birbirlerine karşı yabancılaşmaları artacak ve konuşmalar yüzeysel kalacaktır. Araştırmalara göre, duygusal temasın azaldığı durumda kaygı seviyesinin arttığı, bağlanmanın azaldığı, mutluluk ve hazzın düştüğü gözlemlenmiştir. Temas azaldıkça sorunlar birikecek ve tartışmaların daha sert geçmesine sebep olacaktır. Yine araştırmalara göre temas eksikliği, boşanma olasılığını artıran faktörlerden biridir. Ayrıca bu durum, ayrılık riskini artırdığı gibi ihaneti de tetikleyebilir.
Çiftler arasındaki en küçük temas bile, ‘yanındayım’ diyen sessiz bir sevgidir.
Psikolog Feyza Uzun
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.
15/12/2025
15/12/2025
10/12/2025