Çocukluktaki Deneyimlerimiz Hayatımızı Nasıl Etkiliyor?

Yazar Taner GörüryılmazPsikolog • 11 Ağustos 2021 • Yorumlar:

Gündelik hayatta fark etmesek de Sigmund Freud’un yaşamımız üzerindeki entelektüel etkisi oldukça yüksektir. Şu an normal kabul ettiğimiz pek çok bilgi ve görüş Freud’un zamanında “tartışmalı” kabul edilen fikirlerinden türemiştir. Günümüzde artık çocuklukta yaşanan deneyimlerin bireyi hayatı boyunca etkileyip etkileyemeyeceğini tartışmıyoruz bile. Hatta günümüzdeki anne babalar çocuklarını olası her türlü travmadan korumak için adeta birer helikopter gibi tepelerinde dönüp durmakta ve çocuklarını gelecekteki olası problemlerden korumaya çalışmaktalar. Pek çok insan ise şu anki durumunu anlamak için geçmişte yaşadıklarına göz atmakta ve sorunun kaynağını orada aramaktadır.

Elbette bunlar gibi olumlu ve olumsuz örnekler artırılabilir. Ancak son zamanlarda dikkatimi çeken bir husus var. Bana gerek terapi gerekse soru sormak için danışan insanlar “Şu an ve Burada” olarak tanımladığımız ana ve güncel duruma nazaran geçmişte yaşadıkları deneyimlere fazlasıyla odaklanmaktalar. Çoğu hali hazırdaki probleminin kaynağını bulduğunu dahi iddia ediyor. Sorunlarının ana noktasını buldukları için de bu durumu çalışmak ve onun çözülmesi ile psikolojik bir rahatlama yaşamak istiyorlar. Elbette bir psikolog olarak çocukluk deneyimlerinin etkisini asla göz ardı etmiyorum. İçinde bulunduğumuz koşullar kim olduğumuzu inanılmaz derecede etkilemektedir. Sadece deneyimlerimiz değil; içine doğduğumuz coğrafya, aile, kültür, mahalle, din, politik ortam bile kişiliğimizin oluşmasında fazlasıyla etkilidir. Çünkü çocukken bir yetişkinin argümanlarına entelektüel seviyede karşı çıkamayız ve bize verilenleri genelde bir şüphe süzgecinden geçirmeden alırız. Eğer birileri bize değersizmişiz gibi davranıyorsa çok basit bir şekilde gerçekten de değersiz olduğumuz sonucuna varabiliriz. Anne ve babamızın birbirlerine davranışlarını inceleyip hem kadın hem erkek rollerine dair hem de ilişkinin nasıl olması gerektiğine dair çıkarımlar yapabiliriz. Bu çıkarımlar sonucunda da günümüzdeki ilişkilerimizde pek çok problem yaşayabilir bunun kaynağını da doğru bir şekilde geçmiş deneyimlerimize dayandırırız.

Evet bunların hepsi doğru. Ancak burada önemli bir noktayı es geçiyoruz. O da şu an ve burada yaşadığımızdır. Elbette geçmiş deneyimleri konuşmak, sorunun kaynağını bulmak bizim için değerli bilgiler sağlayacaktır ama değişim ve ilerleme için sadece sorunun kaynağını belirlemek yetmez, onun etkilerini ortadan kaldırmak gerekir. Belki geçmişi değiştiremeyiz ama onu daha farklı bir şekilde yorumlayabiliriz. Belki yaşadıklarımız aynı kalacak ama biz bir yetişkin olarak hikayeyi yeni baştan yazabiliriz. Ancak daha da önemlisi geçmişten bağımsız olarak şu an bir şeyleri değiştirmek için adım atarsak belki de geçmişe dokunmadan bile sorunlarımızı ortadan kaldırabiliriz. Şimdiki işlevsiz davranışlarımızı değiştirmek geçmişin etkilerini bir çırpıda üstümüzden atabilir.

Geçmişe odaklanmanın tehlikeli yanı, değişim gücünü bizden alıp dışsal etkenlere ve koşullara vermesidir. Yani insanı ve onun psikolojisini çevre şartlarından etkilenip oradan oraya savrulan aciz bir yaprak gibi görürsek geçmişteki deneyimlerin bizler üzerinde kalıcı ve değişmez bir etki yarattığı sonucuna varabiliriz. Örneğin sıkça duyduğum bazı cümleler: “Allah aşkına bunları yaşayan insan nasıl gidip bir ilişki yaşayabilir?”, “Ailesinin sevmediğini kim sever ki?”, “Bana babam bile bir kere seni seviyorum dememiş bir başkası neden desin?”. Bu tür düşünceler bizleri felç edebilir. Çünkü kişiliğimizi durağan ve değişmez bir yapı gibi algılamamıza sebep olur. Halbuki kişilik değişken, akışkan ve ancak görece sabit bir yapıdır. Hayata bakışımız, bireysel felsefemiz ve davranışlarımız her gün her saat ve her an kişiliğimiz üzerinde değişimler yaratmaktadır.

Bu sebeple geçmişi, insan psikolojisi üzerinde mutlak ve sarsılmaz bir etkiye sahip ve sadece birkaç şanslı kişinin yüzüne gülen bir canavar gibi değil etkilerini şu anki halinizle değiştirebileceğiz bir yaşantı serüveni olarak görmelisiniz. İşte o zaman geçmişteki kurallarınızın yıkılabildiğini, davranışlarınızın değişebildiğini ve hayatınızın ilk yıllarındaki zorlukların illa da bir hayalet gibi peşinizde sizi ısrarla takip etmek zorunda olmadığını göreceksiniz.

Bizleri sadece başımıza gelen ve kontrolümüz altında olmayan olaylar var etmez, kim olduğumuza ve olacağımıza biz karar veririz. Yeter ki koşulları iyi analiz edip doğru hamlelerde bulunabilelim.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)