Makaleler 19/09/2025

Doğru Postürde Hangi Kaslar Önemli?

Fzt. Mustafa Burak Türkoğlu Fizyoterapi Ve Rehabilitasyon
Fzt. Mustafa Burak Türkoğlu
Fizyoterapi Ve Rehabilitasyon

İnsan vücudunun kas-iskelet sistemiyle birlikte yerçekimine karşı direnç göstermesi ve bu direncin sonucunda ortaya çıkan durum, postür olarak tanımlanmaktadır. Postür, yerçekimine karşı direnç sağlayarak ortaya çıkan bir duruş biçimidir ve dengenin alt yapısını oluşturur (Morioka ve Yagi, 2004). Vücut kompozisyonunda, sinir sistemi ile kas ve iskelet sistemi iş birliği yaparak vücudu denge durumunda tutarlar. İnsan vücudu, uzun bir yapı olan ayak tabanları üzerinde durur ve ağırlık merkezi genellikle pelvisin üzerindedir (Widmater ve ark., 2014). Ayak tabanlarının üzerinde durarak vücudun dengede kalmasını sağlar ve yerçekimi merkezinin bu tabanın dışına çıkmasını engeller (Horak, 1997).

Literatürde vücut postürü ile ilgili farklı, ancak içerik olarak benzer birçok tanımlama yer alır. Genel anlamı ile ifade edilecek olunursa, vücudun belirli bölümlerinin eklemlerle birleşmesi ve bu birleşimin sinirler ve kaslar vasıtasıyla kontrol edilmesi sayesinde ortaya çıkan oluşum, postür olarak adlandırılır. Her ekleme ve her uzva bağlı kas grupları farklı isimler alır. Vücudun dengede ve dik durmasına olumlu etkileri bulunan birçok kas grubu mevcuttur. Omuz kas grubu, kol kasları, göğüs kas grubu, sırt kasları, karın (abdominal bölge) ve lumbal bölge kasları, kasık ve uyluk kasları (quadriceps) ve benzeri kas grupları postürü oluşturur. Buradan hareketle “postüral” kelimesi, vücudun baş bölümünden ayak parmak ucuna kadar uzanan bütün kas, sinir, tendon, eklem ve kemik sisteminin dengesini ifade eder (Şimşek ve Ertan, 2011).

İnsan postürü, ayaklardan başlar; gövde ve başın yerçekimi, destek yüzeyleri, görsel çevre ve iç çevreye göre aktif hizalamasını kapsar (Horak, 2006). Doğru duruştan sapma veya duruş bozuklukları, daha fazla enerji harcamayı gerektirir (Li ve ark., 2024). Omurgadaki bozulmalar, vücut asimetrisi, kas dengesizliği, esneklik kaybı ve ağrı gibi sağlık sorunlarına neden olabileceği gibi (Dimeglio & Canavese, 2012), psikolojik boyutları ve yaşam kalitesi üzerinde de olumsuz etkilere yol açabilir. İyi bir postür, dengeli ve verimli hareket sağlarken (Horak, 2006), ağrı ve yaralanmaların önlenmesi ile denge ve düşme riskinin azaltılması açısından büyük önem taşımaktadır.

Postür; vücudun her kısmının kendisine bitişik segmente ve bütün vücuda oranla en uygun pozisyonda yerleştirilmesidir (Kendall ve ark., 1993). Postür, bireyin anatomik duruş pozisyonunda vücut bölümlerinin birbirine göre dizilimi veya kas-iskelet sisteminin vücudu hasardan koruyacak biçimde vücut düzlem ve eksenleri üzerinde düzgün olarak konumlanmasıdır. Kişilerin yaşamları süresince fiziksel ve psikolojik durumlarını etkileyen önemli bir özelliktir. Vücut ağırlığının oranları, kas performansı, cinsiyet, yaşa bağlı yapısal faktörler, psikolojik durum ve kişilik, proprioseptif kapasite, meslek gibi faktörler alışılan istirahat postürünü etkilemektedir. İyi postür, her bir vücut bölümünün ağırlık merkezinde vertikal olarak konumlanmasıdır. Ağırlık merkezindeki herhangi bir sapma, postür bozukluklarına yol açmaktadır (Penha ve ark., 2009).

Vücut postürü, birkaç vücut segmentinin esnek eklemler tarafından bir araya gelerek sinir-kas sistemi ile kontrol edilmesinin ürünüdür. İdeal postürün, tüm vücut bölümlerinin dikey olarak hizalandığı ve tüm eklem eksenlerinin yerçekim çizgisinden geçtiği zaman oluştuğu ifade edilmektedir. Birkaç eksternal referans noktası ile postür ifade edilecek olursa; kulak memesi dahil olmak üzere, akromiyon, femur başının orta hattının hafif posterior kısmı ve anterior ile lateral malleolü içermektedir. Ayakta duruş sırasında postural kontrol birden fazla eklem ayarlamasını gerektirmesine rağmen, dik postürün sağlanmasından sorumlu kasların genellikle abdominal grup kaslar ve sırt ekstansörleri olduğu düşünülmektedir. Ancak bu oldukça sınırlı bir tanımlamadır, çünkü ayağın tabanı üzerindeki kaslar; kalf kas grubu (gastrocnemius, soleus ve tibialis anterior), anterior bacak kasları, posterior kalça kasları, omuz ve kürek kemiği (scapula) arasındaki kaslar (trapezius ve rhomboidler) de postural kaslar olarak belirtilmektedir. Ayak bileği plantar fleksörleri (gastrocnemius ve soleus), diz fleksörleri (hamstringler), kalça ekstansörleri (gluteus maximus) ve omuz fleksörleri (deltoid) de postural kaslar içerisinde önem taşımaktadır (Hughes ve ark., 1995). Yaggie ve McGregor (2002), çalışmalarında plantar fleksörlerin ve dorsi fleksörlerin (tibialis anterior) önemli postüral kontrol kasları olduğunu vurgulamaktadırlar.

Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.

DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.


www.doktortakvimi.com © 2025 - Doktor bul ve randevu al

Bu web sitesi çerezleri kullanıyor.
Tarayıcınızda çerezlerle ilgili ayarları düzenleyebilirsiniz.