Ebeveyn Tutumu

Yazar Zeynep PınarÇocuk Psikiyatristi • 21 Eylül 2016 • Yorumlar:

Çocuk gelişiminde fiziksel ihtiyaçların karşılanmasından sonra en önemli faktörlerden biri ebeveyn tutumudur. Hamilelikten itibaren başlayan süreçte anne ve babanın davranışları, çocuğun kendilik algısını ve kimliğini oluşturmasında temel taştır. Çünkü bir bebeğin doğduğu andan itibaren ilk gördüğü insanlar anne-babasıdır ve bu nedenle bebek, dünyayı ve kendini onlar üzerinden anlar ve anlamlandırır. Kendisine konan kurallar sayesinde sınırları, kendisine gösterilen sevgi sayesinde sevilebilir biri olduğunu öğrenir. Birçok ebeveyn çocuklarına karşı nasıl davranmaları gerektiği konusunda kararsız kalır, bir sorunla karşılaştıklarında doğru davranışın ne olduğunu bilemez. Peki doğru davranışlar nelerdir? Çocuğa sevildiği nasıl hissettirilir, nasıl kural konur? 

KURAL KOYMA
Burada en temel nokta istikrar ve anne-baba uyumudur. Çocuğunuzun uymasını istediğiniz bir kural koyacağınız zaman ilk önce bu kurala sizler uymalısınız. Çünkü çocuklar izleyerek ve model alarak öğrenirler. Söylediklerinizden çok yaptıklarınızı yaparlar. Bu yüzden onun yapmasını istediğiniz şeyleri önce siz yapmaya başlamalısınız. Daha da önemlisi kuralı koyduktan sonra geri adım atmamalı, istikrarlı olmalısınız. Örneğin yemekten önce dondurma yemek isteyen çocuğunuza ‘hayır’ dediniz ve o da ağlamaya, tutturmaya başladı. Burada yapılabilecek en büyük hata ‘tamam hadi al ye dondurmanı, yeter ki sus’ demektir. Çünkü bu yapıldığında çocuk şunu öğrenir: yeterince ağlarsam ve bağırırsam pes ederler ve istediğim her şeyi yaptırabilirim. Bu da çocuğun kural tanımaması anlamına gelir. Bu nedenle bir şeye ‘hayır’ dediğiniz zaman ne olursa olsun sözünüzün arkasında durmanız gereklidir. Zamanla çocuk çabalarının bir sonuç vermediğini, o kurala uyması gerektiğini öğrenir ve sorun çıkarmayı bırakır. 
Bir diğer önemli nokta ise anne ve babanın ağız birliği içinde olmasıdır. Birinin hayır dediğine diğeri evet derse çocuk bu durumu kendi lehine kullanır ve ebeveynlerini parmağında oynatmaya başlar. Hayır diyen ebeveynini kötü, evet diyeni iyi görür, bunun üzerinden duygu sömürüsü yapabilir (‘Babam her şeye izin veriyor ama sen hep hayır diyorsun, sen çok kötü bir annesin’ gibi). Unutmayın ki yetişkin olan ve kural koyma yetkisi olan sizlersiniz, çocuğunuz değil. Kuralları siz koymazsanız, çocuğunuz koyar. Bu da hem kendisinin hem de diğer insanların sınırlarını sağlıklı bir şekilde öğrenmesine engel olur. 
Çocuğun uyku ve yemek düzeni de kurallara tabii olmalıdır. Yatma saati konmalı ve o saatte çocuk mutlaka yatakta olmalıdır, uyumasa bile o saatten itibaren yatakta kalmalıdır. Ayrıca mutlaka kendi yatağında yatmalıdır, anne ve babasının yatağında, onlarla birlikte değil! Kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği gibi öğünlerin saatleri belirlenmeli ve bu saatlere uyulmalıdır. Yemekler her zaman masada yenmelidir; yatakta, koltukta, televizyon karşısında değil! O gün evde ne yemek pişmişse, evdeki diğer aile üyeleri ne yiyorsa çocuk da onu yemelidir. Çok hoşlanmayacağı bir yemek varsa yanına ek olarak sevdiği bir şey de pişirilebilir ve ikisini de yemesi sağlanır (‘Bamyadan birazcık yersen daha sonra makarna da yiyebilirsin’). Ancak her öğünde ne kadar yiyeceği tamamen çocuğun kararıdır. Çocuğu yemeye zorlamak doğru değildir. Hiç yemek yemiyorsa biraz teşvik edilebilir ancak zorla ağzına yemek tıkıştırılmamalıdır. Acıktığında mutlaka yiyecektir. 


SEVGİ GÖSTERME
Kültürümüzde çocuklara sevgi göstermek için onları sıkıştırmak, sarılmak, öpmek oldukça yaygındır. Ancak bu çok da doğru bir yaklaşım değildir. Sevgi göstermenin, sevildiğini hissettirmenin en güzel yollarından biri tabi ki sarılmak ve öpmektir ancak bunu kendi canımız istediğinde, zorla yapmak yanlıştır. Çünkü bunu yaptığımızda çocuğun kişisel sınırlarını ihlal etmiş oluruz. Doğru olan eğer o da istiyorsa sarılmak ve öpmektir. Bunu anlamak için basitçe ‘sana sarılabilir miyim?’, ‘seni öpebilir miyim?’ gibi sorular sormak yeterlidir. 
Sevgiyi bu şekilde fiziksel olarak gösterebildiğimiz gibi bir de sözlü olarak da gösterebiliriz. Çocuğunuza ‘seni seviyorum’ demekten çekinmeyin. Ancak ‘güzel kızım’, ‘akıllı oğlum’ gibi ifadeler kullanmaktan kaçınmalısınız. Çünkü bu sözler, çocuğa, ‘seni güzel olduğun için seviyorum’, ‘seni akıllı olduğun için seviyorum’ mesajı verir ve çocuk ‘güzel olmazsam, akıllı olmazsam beni sevmezler’ düşüncesini kodlar. Yani sevilebilir biri olmasını güzelliğe ve zekaya bağlar. Hayatı boyunca diğer insanların sevgisini kazanmak için güzel olmaya ya da akıllı olmaya çalışır. Bu yüzden yapılması gereken şey çocuğa koşulsuz sevildiğini hissettirmektir. Çocuğunuza hiçbir sıfat koymayın, yalnızca sevin.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)