Emdr Nedir

Yazar Hasan AkalınPsikolog • 26 Mart 2020 • Yorumlar:

EMDR'nin Türkçe karşılığı Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme olarak bilinmektedir. Tanımda geçen duyarsızlaştırma kavramıyla; kişiyi rahatsız eden duygu, düşünce ,bedensel duyum,ses,koku gibi bilgilerin kişiye verdiği rahatsızlık derecesinin azaltılması; Yeniden İşleme kavramıyla ise; kişinin kendisini rahatsız hissetmesine neden olan negatif inanç ve düşüncelerin pozitif inanç ve düşüncelere dönüştürülmesi ifade edilmektedir.

EMDR nasıl ortaya çıktı?

Emdr’nin yaratıcısı Dr. Francine Shapiro birgün yürüyüş yaparken kendisini rahatsız eden bir konu hakkında düşünüyordu. Bir süre sonra rahatsız edici düşüncelerin etkisinin azaldığını fark etti. Buna neyin sebep olabileceği üzerine düşünmeye başladığında rahatsız edici düşünceler aklına geldiğinde gözlerinin spontan şekilde ileri geri hareket ettiğini fark etti. Önce kendisinin daha sonra gönüllü deneklerin olumsuz düşünce ve anıları üzerinde göz hareketleriyle kontrollü çalışmalar yapan Shapiro günümüzde birçok rahatsızlık üzerinde etkililiği kanıtlanmış Emdr terapisine son halini vermiş ve psikoterapi dünyasına etkili bir terapi yöntemi kazandırmıştır.

Niçin göz hareketleriyle çalışılıyor ?

Emdr terapisinin tanımında geçen ve terapi sırasında uygulanan göz hareketlerinin asıl amacı beynin çift yönlü çalışmasını sağlamaktır. Çünkü yeniden işleme ve duyarsızlaştırmayı asıl sağlayan şey beynin sağ ve sol lobunun ritmik olarak çift yönlü çalışmasıdır. Emdr terapisinin ilk uygulamalarında beynin çift yönlü çalıştırılması göz hareketleriyle sağlandığı için tanıma da girerek bu şekilde ifade edilmiştir. Ancak günümüzde Emdr terapisi göz hareketleri, ses, titreşim, bir çubuk yardımıyla dokunmayla da uygulanabilmektedir. Burada temel amaç kişinin rahatsızlık duyduğu olumsuz anı, düşünce ya da diğer uyaranlarına odaklandığı sırada uygulanan çift yönlü uyarımın ritmik, sağlı sollu olması ve beynin çift yönlü çalıştırılmasıdır.

EMDR benim başvuru sebebime uygun mudur? Becerebilir miyim?

Danışanlar terapiye ilk başvurduklarında Emdr yöntemi konusunda detaylı bilgiye sahip olmadıkları için acaba Emdr terapisini ben becerebilir miyim? endişesi içinde olabilmektedirler. Başvuruda bulunan kişinin Emdr terapisi alabilmesi için üstün yeteneklere sahip olması beklenmemektedir.

Ancak kişinin başvuru sebebi, onun probleminin Emdr yöntemine uygunluğu, anılarını hatırlayabilme derecesi ya da terapistin kişinin başvuru sebebine daha etkili çözüm sağlayacağına inandığı farklı bir terapi yöntemi Emdr uygulanıp uygulanmayacağı kararını etkileyebilir.

Emdr terapisinin hangi rahatsızlıklar ve durumlarda uygulanabileceğine değinecek olursak; travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, panik atak, panik bozukluk, sosyal anksiyete, yaygın anksiyete bozukluğu, yas, fobiler, bağımlılıklar, beden algı bozukluğu, cinsel veya fiziksel taciz, performans kaygıları gibi rahatsızlıklar için uygulanabilmekte ve etkili sonuçlar sağlayabilmektedir.

 

Peki EMDR neyi hedefliyor?

İnsanlar günlük yaşamlarında olumlu veya olumsuz bir takım yaşantılara maruz kalırlar. Beynimiz ise bu yaşantılar sonucu maruz kaldığı her türlü bilgiyi işleyerek sağlıklı bir şekilde depolamaya çalışır. Ancak beynimiz her ne kadar mükemmel bir işleyişe sahip olsa da bazen görevini tam olarak yerine getiremez ve maruz kaldığı bilgileri sağlıksız bir şekilde depolayabilir. Sağlıksız şekilde depolanan bu bilgiler de kişinin kendisiyle ilgili negatif inançlar hissetmesi, olumsuz düşüncelere kapılması ya da rahatsız edici bedensel semptomlara sahip olmasına sebep olabilir.

Böyle durumlarda Emdr önce geçmiş olaylar, sonra şimdiki zamanda sorun çıkaran durumlar sonra da gelecekle ilgili hedeflerle çalışarak kişiyi rahatsız eden anılar, inançlar, düşünceler, duygular ve bedensel semptomları duyarsızlaştırıp yeniden işleyerek kişinin ihtiyaç duyduğu pozitif inancı yerleştirmeyi ve bu inancını davranışına yansıtmasını hedefler.

EMDR ile nasıl çalışılır?

Emdr terapisinde sırasıyla geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek ele alınarak çift yönlü uyarım(göz hareketi,titreşim,ses vb) aracılığıyla 8 aşamalı bir protokol uygulanır.

Özetle; İnsanlar kendileriyle alakalı negatif inançlara sahip olabilirler. Farkında olmadıkları bu inançlar ise hayatlarında birtakım sorunlara sebebiyet verebilir. Önemli olan kişinin ihtiyacının ne olduğunu ve bu inançların temelinde neyin yattığını belirleyip doğru müdahaleyi yapabilmektir. Böylece olaylar ve durumlar karşısında hissettiğimiz negatif inançlarımızı pozitif inançlara dönüştürebiliriz. İnançlarımızı değiştirmek , düşüncelerimizi, duygularımızı,bedenimizi belki de tüm hayatımızı değiştirmeye yardımcı olacaktır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)