EMDR Terapisi: Travmatik Anılarla Temas

Yazar Derin KubilayPsikolog • 7 Haziran 2022 • Yorumlar:

Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Terapisi olarak da bilinen EMDR, son zamanlarda terapi alanında popülaritesi artan bir terapi yöntemi haline gelmiştir. 1987 yılında, Dr. Francine Shapiro’nun tesadüfen hızlı göz hareketlerinin kendisine rahatsızlık veren düşüncelerin etkisini azaltabildiğini keşfetmesi ile EMDR ortaya çıkmıştır.

Bu yöntem, Adaptif Bilgi İşleme modeline dayanmaktadır. Bu teoriye göre, beynimiz bir deneyime dair düşünceleri, duyumları, duyguları ve o deneyime dair sahneleri birer bilgi olarak alıp işlemektedir. Bu işlem sonucunda ise deneyimler, zihnimizdeki anı ağlarını oluşturmaktadır. Zaman içerisinde bu deneyimler anılara, anılar da öğrenme sürecine dönüşmektedir. Ancak zaman zaman bu sistemde birtakım arızalar çıkmakta ve anılar düzgün bir şekilde işlenememektedir. Peki, bu mekanizmada bir sorun çıktığını nasıl anlarız?

Doğal afetlerden kazalara, cinsel bütünlüğe yönelik saldırılardan savaşlara kadar ruh sağlığımızı sarsan büyük travmalar vardır. Bunların yanı sıra günlük hayatta yaşadığımız ve bizde sıkıntı yaratan pek çok rahatsız edici olay başımıza gelebilir. Bu tarz olumsuz deneyimler bir nevi sistemde arıza üreterek bilgi işleme sürecinin aksamasına yol açmaktadır. Böylece bir deneyime ait duyumlar, düşünceler ve duygular gibi parçalar adeta zamanda donarak diğer anı ağlarına entegre olamaz. Böylece günlük hayatımızda karşımıza çıkan birtakım durumlar, bu anıları tetikleyerek bizi rahatsız eder – sanki tekrardan o anı yaşıyor gibi hissederiz.

İşte tam bu noktada EMDR, bu makineyi düzgün bir şekilde çalıştırır: Travmatik anılara ulaşarak onları yeniden işlemler. Çarklar çalıştıkça travmatik anıların oluşturduğu negatif inanışlar, rahatsız beden duyumları ve olumsuz duygular teker teker çözülür. Böylece bilgi yeniden sağlıklı bir şekilde işlenerek kişiye yeni bir öğrenme ve bakış açısı kazandırır. Anılar ya da deneyimler unutulmaz; ancak bu olaya verilen tepki değişir.

Seans odasında neler oluyor? EMDR; geçmiş, şimdiki zaman ve gelecekten beslenir. Geçmiş anılardan başlar, şimdiki semptomları görür ve gelecekte ortaya çıkabilecek benzer durumlara dair işlevsel davranışlar geliştiririz. Bu noktada “duyarsızlaştırma” adı verilen bir teknik ile göz hareketleri, bedenin sağ ve sol yanı dokunarak veya işitsel olarak iki kulağın duyabileceği şekilde uyaranlar veririz. Amacımız, beynin iki yarım küresi arasında bir geçiş sağlayarak anıların yeniden işlenmesidir. 

Örneğin, yakın zamanda bir iş görüşmesi sırasında gerginlik sebebiyle ne diyeceğini unuttuğu için terapiye gelen bir danışanı ele alalım. Kendisinin “ben beceriksizim” olumsuz inancı, “korku, kaygı” gibi olumsuz duyguları ve “elleri titreme, mide bulantısı, baş dönmesi” gibi bedensel duyumları var. Bunlar problemin kendisini değil, semptomları oluşturur. EMDR, bu negatif inancın dayandığı temel anıları bularak bir nevi kökten çözüm bulmaktadır. 

Kimler EMDR terapisinden yararlanabilir? Yapılan çalışmalara göre; kaygı bozukluklarından depresyona, yeme bozukluklarından yas ve kayıp sorunlarına kadar EMDR terapisi pek çok psikolojik sorun konusunda etkindir. Özellikle stresli veya travmatik olaylar konusunda EMDR’in yarar gösterdiği pek çok araştırma yapılmıştır. 

Bütün bunlara ek olarak, EMDR’in herhangi bir anıyı silmediği veya bunun bir hipnoz yöntemi olmadığını belirtebiliriz. EMDR terapisi eğitimini tamamlayan psikologların verdiği terapötik bir yöntemdir. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)