Kim Olduğumu Öğrenirken 1 Yaş

Yazar Beray TohumPsikolog • 27 Mart 2020 • Yorumlar:

Anne ve baba olmak, çocuğun doğumuyla başlayan bir süreçtir. Onları anlamaya çalıştığınız, hayatınıza dahil etmeye çaba gösterdiğiniz ve en önemlisi kendinizi yeni sıfatlarla tanıştırdığınız yepyeni bir serüvendir. Bu serüveninizde sizlere biraz daha yardımcı olabilmek, çocuklarınızın kim olduklarını daha rahat anlamlandırabilmeniz ve her yaş hakkında kısacıkta olsa bilgiler paylaşarak bu serüveninize bir yol haritası çizelim.İlk olarak serüvenimize, bir yaş çocuğunuzu anlayarak başlamak daha faydalı olacaktır.

Bir yılın nasıl geçtiğini anlayabildiniz mi? Tüm anne ve babaların verdikleri ortak cevap ''HAYIR''dır. Çünkü, çocukların ilk yıl gelişimleri çok hızlı ilerler ve aileler bu hıza adapte olmakta birazcık zorlanırlar. Eve gelen o minicik bebek hızla yürümeye başlar, tek tek kelimeler söylemeye başlar ve artık çaba sarfediyor, iletişime geçiyor. Eve gelen o minicik bebeğiniz, bir yıl gibi kısa bir süre içerisinde çoktan çok fazla yetiye sahip olmuştur.

1 yaşındaki çocuğunuz yürümeye başlamasıyla birlikte, ''Ben herşeyi yapabilirim, ben her şeyi kendi başıma deneyimleyebilirim.'' dediği bir dönemdedir. Bu dönemde çocuğun, girişimlerine engel olunduğunu düşünmesi, çocukların anne ve babalarıyla arasındaki iletişiminin bozulmasının başlıca sebeplerindendir. İletişiminizin bozulmasını engellemek için; 

 

  • Çocuğunuz yürümeyi öğrenmeye başlaması ile birlikte tehlike oluşturabilecek nesneleri ortadan kaldırmak, 

  • Deneyimleyebileceği her yeri göstermek,

  • Destek olmak ancak yapmaması gereken noktalarda ise kararlı ve tutarlı bir şekilde ona tehlikeleri anlatarak durdurmak, 

  • Yapabileceği davranışa doğru onu yönlendirmek, işinizi kolaylaştıracak tutumlar arasında yer almaktadır. 

 

  •         Yürümeye başlayan çocuk, bağımsızlığını da keşfetmeye başlar. Bu da özgüveninin gelişmeye başladığının en büyük göstergesidir. Burada anlatmak istediğim, çocuğuğunuzun hareketlenmesiyle kendine yetebilme dürtüsü alevlenmeye başlar, bu dürtü çocuğunuzun bağımsız olma isteğini harekete geçirir. Bu sebeple, çocuğunuzun bağımsızlık duygusunu sağlıklı geliştirebilmesi için annenin ve babanın tutumlarına dikkat etmesi önemlidir. Karıştırarak, keşif yapması için imkanlarını destekleyerek, yapmaması gereken noktalarda tutarlı davranarak, sınırlarını net bir şekilde belli ederek, hükmetmeden yönlendirmeler yaparak, güzel yaptığı veya çaba sarf ettiği noktalarda överek, birlikte oyunlar oynayarak, onun özel alanına saygı göstererek, bireysel vakit geçirmesine izin vererek, bazen sadece uzaktan kontrol ederek ve yaşadığı olumsuz deneyimler ile kendi başa çıkmasına izin vererek; bağımsız ve özgüvenli bir çocuk yetiştirmenin temellerini sağlıklı bir şekilde atmış olduğunuz ve serüveninizde doğru yolda olduğunuzun gönül rahatlığını yaşayabilirsiniz. 

 

    Şimdi sırada, çocuğunuzun konuşmasını nasıl destekleyeceğiniz. Çocuğunuzun gelişim alanlarının hepsi bir anda harekete geçmez, sıra ile ilerlerler. Eğer çocuğunuz önce yürümeye başladı ise; konuşmaya başlaması, yürüme evresinin belirli bir seviyeye gelmesini bekleyecek demektir. Konuşmaya başladığında ise tam tersi geçerli olacaktır. En çok merak edilen sorulardan biri ise "Çocuğunuzun konuşmaya başladığı yaşı ve dil gelişim yaşını etkileyen faktörler var mıdır?" sorusudur. Çocukların yetiştikleri çevre, genetik faktörler ve çocuğunuzun cinsiyeti konuşmaya başlama yaşını ve konuşmaya karşı çabasını etkileyecek olan faktörlerin başlıcalarıdır. Bu faktörleri dikkate almanız kaygılı anne ve babaların biraz daha sakinleşmelerine yardımcı olacaktır. Ancak diğer bir taraftan da, destek olmaktan asla geri durmamanız gerektiğinide ayrıca hatırlatmakta fayda bulunmaktadır. Bununla birlikte, destek olmak ile kaygılanıp bunu çocuğunuza hissettirmek arasındaki ince farkı fark edip, doğru analiz edip ona göre davranmanız gerektiğini aklınızın hep bir köşesinde bulundurmanız gerekmektedir. Destek olmak için yapabileceklerinizden bahsedersek;

 

  • Çocuğunuz size bir şey anlatmaya çalışırken sözel olarak anlatabilmesi için destek olun, 

  • Sizden birşey istediğinde vücut dilini kullanarak değilde sözel olarak da anlatıma geçmesi için destek olun,

  • Bol bol kitap okuyun, 

  • Göz kontağı kurarak konuşun,

  • Çocuğunuz ile vakit geçirirken teknolojik aletlerden uzak durun, 

  • Çocuk şarkıları dinleyin ve ezberleyin, 

  • Konuşmaya çaba gösterdiğinde onu sabırlı bir şekilde dinleyin, 

  • Çabasını fark ettiğinizi hissettirin.

 

  •         Her çocuk konuşur, burada dikkat edilmesi gereken nokta anne ve babaların doğru metodları doğru bir şekilde uygulaması ve her çocuğun bireysel farklılıklarını göz önünde bulundurmasıdır.

 

    Herkes mizacı ile doğar ve çevresel faktörlerin mizacı etkilemesi ile birlikte yıllar içinde karakterlerimiz gelişir. Mizaçlarımızın çevresel faktörlerden etkilenmesi ise mizacın izin verdiği ölçüde olmasına karşın anne ve babanın kararlı ve tutarlı tutumları karşısında mümkün olur. Mizacı üç grupta inceliyoruz: kolay mizaç, geç uyum sağlayan (bazı yerlerde iteleme mizaç olarak geçer) ve zor mizaç;

 

  • Kolay mizaçlı çocuklar: Yeniliklere kolay adapte olurlar, girişkendirler, iletişime kolay geçerler, ortak çalışmaya kolay adapte olurlar, gibi özelliklere sahiptirler. 

  • Zor mizaçlı çocuklar: Kolay mizaçlı çocukların tam aksine yeniliklere kolay adaptte olamazlar, girişimci değillerdir, kararlarında sabit fikirlilerdir, girişken değillerdir, kendilerini kolay ifade edemezler. 

  • İteleme mizaçlı çocuklar: Sürekli hadi hadi dediğimiz, kanları ağır diye tabir ettiğimiz gruba girmektedirler. Bir Şeyi yapmak isterler ama harekete geçmekte zorlanırlar, yenilikleri denerlerken ağır hareket ederler, gibi özelliklere sahiptirler.

  •  
  •         Çocuğunuzun mizacını bilmek, 1 yaşındaki çocuğunuzu desteklemeniz gerektiği alanlarda mizacını baz alarak onu törpülemenizi ve şekillendirmenizi kolaylaştıracaktır. Doğru bir tutum sergilemelisiniz ki doğru ve sağlıklı kişilikler yetişsin. 

 

  • Mizacına uygun tutumlar sergilemelisiniz, 

  • Mizacından fazla becerisinden fazla yüklemeler yapmamalısınız, 

  • Gelişim hızına ve isteğine göre şekillendirmelisiniz, 

  • Yaşına ve mizacına uygun hafifte destekleyici oyuncaklar seçmelisiniz ve birlikte oynarken de buna dikkat etmelisiniz, 

  • Rutinlere bağlı kalıp yavaş yavaş rutinleri delmenin keyfini yaşatın, 

  • Karşılaştığı sorun ile yüzleşmesi için zaman tanıyın, 

  • Kendisini size ifade etmesi için hem bekleyin beklerken jest ve mimiklerinizle destek olun, 

  • Kendi ilgi alanlarını keşfetmesine ve onları sizinle paylaşmasına izin verin, 

  • Girdiği yeni ortamlarda ihityacı olan kadar destek olun, sonrasında yavaş yavaş uzaklaşın,

  • Başkalarının önünde eleştriemeyin,

  • Olumlu pekiştireç verirken abartıya kaçmayın, 

  • Özel alanına saygı duyun, saygı duyun ki oda size saygı duysun,

  • Aktif olabilmesi için güvenli ortamlar yaratın,

  • Planları birlikte yapmayı deneyin, 

  • Yaşından fazla özgüven aşılamayın,

  • Çocuğunuz kendini keşfederken, kişiliğini oturturken ihtiyacı olduğu kadar yanında olun, eğlenmesine ve sizi de davet etmesine, sizde çocuğunuzu izlerken eğlenmeye özen gösterin. Anın tadını çıkarın!

 

    Son gelişim alanı olarak, bilişsel alan; bu yaştaki çocuklar bizim anlamadığımız şeylerden zevk alırlar, aynı hareketleri tekrar tekrar yaparlar, aynı kitabı tekrar tekrar okurlar. Çünkü, çocuğunuz oyun oynayarak öğreniyor, çocuğunuz yaşayarak öğreniyor ve her hareketinde, her eyleminde bir öncekinden daha farklı bir şeyi deneyimliyor. İnceliyor, taklit ediyor, gözlemliyor, tekrarlıyor; çünkü düşünüyor ve dünyayı deneyimliyor. Ben merkezci olarak ilerlemeleriyle birlikte, bir yıldır edindiği tecrübeler ile basit neden sonuç ilişkileri kurabilir, olayları algılarken basit nedenler bulabilir ve yavaş yavaş düşüncesel kavramları algılamaya başlayabilir. Anne ve baba olarak çocuğunuzun dünyayı keşfetme sürecinde onlara;

 

  • Doğru bir rol model olarak,

  • Sizinle konuşarak,

  • Sizi dinleyerek,

  • Soru sorduklarında doğru cevaplar vererek,

  • Bol bol kitap okuyarak,

  • Puzzle yaparak,

  • Hafıza kartları oynayarak,

  • Dil geliştirme kartları oynayarak,

  • Resimlerle anlatarak,

  • Dramalar yaparak,

  • Spor yaparak,

  • Doğayla bütünleştirerek,

  • Müzik dinleyerek,

  • Enstrüman çalarak,

  • Akranlarıyla bir araya getirerek,

  • Hedef belirlemelerine izin vererek,

  • Günlük rutinleriniz katarak, 

  • Dilini kullanması için fırsatlar tanıyarak,

  • Çeşitli ve farklı oyunlar oynayarak, destek olabilirsiniz. 

 

***Bunları yaparken, kuralların ve sınırların olduğunun farkında olmalıdırlar. Burada, kurallar ve sınırlar kelimelerini kullanarak anlatmak istediğim iki husus bulunmaktadır. Birinci husus; yazının en başından beri tekrar tekrar üstünde durduğum, anne ve babanın kararlı ve tutarlı davranışlarıdır. İkinci husus ise; bir çocuk bir alanda çok iyi diye sürekli o alanda desteklemeniz, herkese o alandaki başarısını göstermeniz, çocuğunuzun sadece o alanda beceri gelişimini göstermektedir ve diğer alandaki gelişimlerini engellemektedir. Bu sebeple, iyi olduğu alanda tabiki aktivitelerde bulunan hatta daha fazla gelişmesi için destek sağlayın fakat diğer alanlara da yönelmesi gerektiğini ve ilerlemesinde yaşına uygun sınırlar içerisinde gelişmesi gerektiğini bilmesi gerekmektedir ve çocuğunuzun gelişimi açısından sağlıklı olan süreçte budur.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)