KLİNİK DEPRESYON NEDİR?

Yazar Selen MorayPsikolog • 20 Eylül 2016 • Yorumlar:

"Depresyon neye benzer?" diye fısıldadı.

"Boğulmak gibidir. Ancak senin dışında herkesin nefes aldığını görürsün."

Gündelik hayatımızda zaman zaman hepimizin kendimizi çaresiz, hiç bir şeyden zevk almayan, mutsuz hissettiğimiz zamanlar vardır. Özellikle boşanma, işten atılma, ölüm gibi travmatik yaşam olayları her insanı farklı şekillerde farklı düzeylerde de olsa mutlaka etkiler. Bu gibi olaylar sonrasında, kişiler zaman içinde tekrar normal hayatlarına uyum sağlar ve yeniden kendilerini umutlu, mutlu hissederler. Elbette bu travmatik olayları bir uzman yardımıyla atlatmaya ihtiyaç duyan kişiler olabilir.

Ancak klinik depresyon dediğimizde ortada farklı bir tablonun söz konusu olduğunu görürüz. Bu rahatsızlık son derece ciddi bir sorundur ve kişinin hayat kalitesini düşürerek, onu yaşamdan tat almaz hale getirir. En ağır düzeyinde intihar riski vardır ki, bu da bu rahatsızlığı yaşayan kişinin en kısa zamanda bir uzmandan destek almasını gerektirir.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Klinik depresyon kendini bir takım semptomlarla gösterir. Bu belirtilerden en önemli olanları; hemen her gün kişinin kendisini depresif hissetmesi ve eskiden zevk aldığı etkinliklere artık ilgi duymaması, bunlardan keyif almamasıdır. Bunların yanı sıra kişi kendisini sürekli suçlamakta, değersiz ve güvensiz hissetmektedir. Uyku düzeni ve iştahında ciddi sorunlar görülür. Kişi gün boyu uyuyabilir ya da tam tersi uyumakta zorlanır. İştahını incelediğimizde ise kişilerin ya hiç yemek yemediğini ya da aşırı yemek yediğini görürüz. Buna bağlı olarak kilosunda ciddi değişimler yaşar.

Kişi sosyal hayatında işlevselliği (uyumu) kaybeder. Kendini dış dünyadan tamamen ya da kısmi olarak soyutlar, evden çıkmak dahi istemez. Onun için bu tür aktiviteler çok büyük bir enerji gerektirir ki o, tam tersine kendisini devamlı halsiz hissetmektedir. Arkadaşlarını, ailesini ve diğer insanları kendisinden bilinçli olarak uzaklaştırmak ister çünkü gündelik hayat ve bu hayat içinde yaşanan olaylar onun için son derece önemsizleşmiştir. Ayrıca kendisi herhangi bir aktivitede bulunmadığı için anlatacak bir şeyi olmadığını düşünebilir.

Kişinin ruhsallığına tamamıyla olumsuzluk ve geleceğe dair umutsuzluk hakim olmuştur. Kişi hayatında meydana gelen en küçük olaydan bile olumsuz bir çıkarım yapar ve çoğunlukla bu olumsuzluğun kendisi yüzünden meydana geldiğini düşünür, bu şekilde de hissettiği depresif duygu durum ve mutsuzluğu besleyerek pekiştirir. Yaşadığı durum bir kısırdöngüdür. Bu kısırdöngüyü bozmaya yarayacak umuda sahip değildir. Sürekli bu şekilde hissedeceğini, hayatında hiç bir şeyin değişmeyeceğini düşünür. Sağlıklı olduğu zamanlardaki tüm düşüncelerini olumsuza çevirmesi, depresyonda olduğu zamanda kendisinin her daim asosyal, tatminsiz, değersiz, mutsuz biri olduğuna inanmasına neden olur.

Oysa kişi depresyondayken olduğu kişi değildir. Yaşadığı bu rahatsızlık onun kendisiyle olan ilişkisini, sosyal, mesleki, aile hayatını adeta yerle bir etmektedir. Klinik depresyon yaşayan çoğu insanın, cehennem gibi bir hayata hapsolduğundan, adeta somut bir acı hissettiğinden bahsettiklerini görmekteyiz. Bu durum yaşama duyulan sevinci, ilgiyi, hayat kalitesini bozar. Çok ağır depresyonda kişinin içine girdiği bu ümitsizlik ve hiç bir şeyin düzelmeyeceği inancı tek çıkış yolunun intihar olduğuna inanmasına sebep olabilir ya da intihar fantezileriyle kendini rahatlatma yoluna gidebilir.

TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Bu noktada ilk olarak belirtilmesi gereken bu hastalığın kesin olarak tedavi edilebildiğidir. Kişi her ne kadar kendini yalnız hissetse ve tüm dünyada bu sıkıntıyı yaşayanın sadece kendisi olduğunu düşünse de bilmelidir ki kendisi gibi pek çok insan bu rahatsızlığı yaşamaktadır. Uygun psikolog ve psikiyatrist seçimi ile pes etmeden bu rahatsızlığın üstesinden gelmek için çabalamak onu yeniden yaşama sevincine, hayata katılmaya, mutlu olmaya kavuşturacaktır. Burada uygun uzman seçiminin önemi özellikle vurgulanmalıdır. Kişinin gittiği psikolog ve psikiyatriste hem insan olarak hem mesleki bilgi olarak güvenmesi gerekir. Bunun yanı sıra kişinin, uzmanın kendisini anladığını ve onu iyileştirmek için istekli olduğunu hissetmesi, onu tedavi edebileceğine inanması son derece mühimdir. Bunun tersi durumlarda kişi tedavisini yarım bırakıp, tüm psikolog ya da psikiyatristlere karşı olumsuz bir düşünce geliştirebilir. Bu nedenle kişinin uyumsuz olduğunu hissettiği, güvenmediği uzmanı değiştirmesi son derece normal ve gereklidir.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Çoğu zaman yapılan en büyük hata kişinin sadece ilaçla iyileşeceğini düşünmesidir. Klinik depresyonda kişinin çoğunlukla ilaç kullanması gerekir, ancak ilaçlar kendi başına yeterli değildir. Bu noktada devreye psikologlar  girmektedir. Ayrıca kimi zaman özellikle kişinin rahatsızlığının nedenleri arasında genetik yatkınlık ve beyindeki kimyasal düzensizlikler olmadığında, sadece psikologla çalışması da yeterli olabilmektedir. Bir psikolog, eğitimini aldığı çeşitli teknikler ile hastanın hatalı veya eksik olan düşünce yapısını kişiliğine uygun olarak daha sağlıklı bir hale getirmek için hastayla birlikte uğraşır , rahatsızlığına neden olan durumlar konusunda aktif bir biçimde danışanıyla çalışarak bu sebeplerin gerçekliğini test eder. Ayrıca kişinin kendi benliğini daha iyi tanımasına ve farkındalığının artmasına katkıda bulunur. Bu çalışmanın sonucunda kişi ilerde yaşama ihtimali olan olumsuz yaşam olaylarına ve gündelik hayattaki sorunlara daha sağlıklı bir bakış açısı geliştirir. Farkındalığının gelişmesiyle birlikte insanlarla ve kendisiyle olan ilişkisi çok daha sağlıklı bir noktaya gelir.

Sadece ilaçla tedavi, fiziksel bir rahatsızlığı olan kişinin yarasını üstten temizlemeye benzer. Oysaki bunun geçmesi için derine inerek, buna sebep olanı ortadan kaldırmak gereklidir. Bir psikolog kişinin ruhsallığında bu denli rahatsızlık yaratanı bularak onun temizlenmesine yardımcı olmaktadır. Bu, rahatsızlığının yüzde yüz tekrarlanmayacağı anlamına gelmez ancak psikologla çalışması sonucu elde ettiği yeni bakış açıları, farkındalığının artması ve daha sağlıklı savunma düzenekleri geliştirmesi, bu tekrarı daha çabuk ve daha az acıyla atlatabilmesine yardımcı olur.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)