Obsesif Kompülsif Bozukluk Ve Çözüm Yolları

Yazar Mehmet Tarık ÇayPsikolog • 12 Kasım 2020 • Yorumlar:

Obsesif kompülsif bozukluk halk arasında takıntı ve ya vesvese hastalığı olarak da bilinmektedir. Bu bozukluk kişinin mantık dışı olduğunu bilmesine rağmen zihnini sürekli meşgul eden ve kontrol sağlayamadığı bertaraf, etmek için bazı hareketleri sürekli tekrar etmesi şeklinde gelişen psikiyatrik bir bozukluktur.

Obsesif kompülsif bozukluk yaşayan bireyler istemsiz şekilde zihinlerinde oluşan, kaygı dolu düşünceler yüzünden korku hali içinde olmaktadırlar. Bu korku dolu düşünceleri yenmek için bireyler o düşünceyi yok edecek davranışı defalarca, tekrar tekrar yaparlar. Bu durum yaşam kalitesini büyük oranda düşürür, kişiyi yapması gereken işlerden alıkoyar, gün içinde aşırı derece yorulmasına neden olur.

Günümüzde bu hastalığın tam nedeni hala bilinmemektedir, fakat biyolojik ve çevresel faktörler doğrultusunda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Biyolojik faktörler de beynin belirli bir bölümü aşırı aktivite gösterir obsesif kompülsif bozukluk semptomları başladığı anda beyin daha da aktif hale gelerek olumsuz düşüncelere yol açabilir.

Çevresel faktörler ise taciz, hastalık, sevilen birinin vefatı, iş veya okulla ilgili kaygılı düşünceler, ilişki üzerine kaygılar şeklinde sıralanabilir. Bu faktörler kişinin takıntılarını tetikleyebilir. 

Obsesif kompülsif bozukluğun kendiliğinden iyileşmesi beklenmemelidir. Bu nedenden dolayı tedavi yollarına başvurmak son derece önemlidir.  

Bilişsel davranışçı psikoterapi de, bireyin davranış bozuklukları sistematik şekilde tespit edilir ve tedavi uygulanır. Davranış tedavisi doğrudan olumsuz davranış üzerinden yapılmaktadır. Bu yöntemde bireye tedavinin amacı ve mantığı anlatılır, kaygı verici durumlarla karşılaştığı zaman kaçmak yerine, kaygı ile nasıl baş edebileceği öğretilir. İlaç tedavisinde hastaların beynindeki serotonin seviyesini yükseltecek ilaçlar kullanılır. Diğer bir tedavi yöntemi olan cihazlı tedaviler (TMS) tedavisi, hastanın ilaç kullanmasına engel bir durum varsa, hasta ilaç yan etkilerinde şikayetçi ise, yan etkilerden dolayı doz artırımı yapılamıyorsa ve en önemlisi ilaç tedavisi olmasına rağmen gözle görülür bir ilerleme olmuyorsa kullanılır. 

TMS tedavisi manyetik bir alan oluşturarak beyin hücrelerini dışarıdan uyarır. Gebeler de ve çocuklarda da rahatlıkla kullanılabilinen, bu tedavinin hiçbir yan etkisi bulunmamaktadır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)