Özgüven

Yazar Rojin NazikPsikolog • 19 Ocak 2021 • Yorumlar:

Özgüven; bir kişinin kendine inanması ve kendine güvenmesidir. Özgüvenli insanlar kendine karşı daha iyimser daha olumlu ve daha tamamlayıcı düşüncelere sahip insanlardır.

Mesela; bir dans kursuna yazılmayı düşünüyorsunuz ben yapabilirim veya yapamam gibi düşünceler sizin özgüveniniz kendi becerilerinize duyduğunuz güvenle alakalıdır. Bu temelde sizin kendinizle alakalı inançlarınızla alakalıdır. Eğer kendiniz ile alakalı iyimser, olumlu düşüncelere sahipseniz özgüvenli insansınızdır demektir. Veya başarısız olacağınıza inanıyorsanız kendiniz hakkında kötümserseniz özgüvensiz olacağınız anlamına geliyor. Bunada baktığımızda özgüvenin bir inançla alakalı olduğunu görmekteyiz. Yani illa hayatın içinde somut kayıtlar olmasına gerek yoktur. Özgüven kendinizi nasıl gördüğünüzle, nasıl davrandığınızla, kendinize nasıl inanıp inanmadığınızla alakalıdır. Size özgüven kazandıracak şey kendi mentalitenizdir.

----ÖZGÜVENİ ENGELLEYEN FAKTÖRLER----

1-) KARAMSARLIK: Kişinin hayata ve kendisine dair düşüncelerinin negatif yönde olmasıdır. Dünya da ki acıları, negatifleri, kötülükleri ve olumsuz şeyleri daha fazla görmekte ve daha fazla onları algılamakta. Karamsar insanlar obsesyon ve anksiyete yaşarlar. Hayata dair güzel şeyleri görmezler. Karamsarlıkla özgüven oluşturmak mümkün değildir çünkü hemen hemen her konuda beynimiz bizi sabota edicek ve başarısız olucaz. Örneğin; ben bunu başaramam derseniz ve çaba göstermezseniz sonuç olarak başaramazsınız.

Sürekli şikayet eden, kötü konuşan, başkalarını eleştiren biriyseniz yani olaylara hep kötü yönden kendi açınızdan bakıyorsanız, burada kendinizi sorgulamanız gerekiyor. Nereden baktığınızı gözden geçirmeniz gerekir. Sorununuzun köküne inerek neden karamsar olduğunuzu bulmanız gerekiyor. Yani bir olayda her zaman kötümser bakıyorsanız sorun sizdedir. Çünkü hayat böyle bir yer değil. Öncelikle kendi mentalitenizi değiştirmelisiniz. Kendinize karşı iyimser olmalısınız, yapıcı ve motivasyon yükseltici yaklaşmalısınız.

2-) YANLIŞ YETİŞTİRİLME ŞEKLİ: Yetiştirilme şeklimiz,karakterimizin oluşmasında ve alışkanlıklarımızın oluşmasında çok büyük bir öneme sahiptir. Doğru ve etkili yetiştirilmeyen çocukların ilerde birey olduklarında çok daha fazla özgüven problemi yaşadıklarını ve hayatla baş etmekta zorlandıklarının ve önlerine çıkan sıkıntılarını aşmakta zorlandıklarını görmekteyiz. Bunlar yetiştirilmeyle sebep-sonuç ilişkisi içerir. Yanlış yetiştirildiysek ergenlikte ve çocuklukta utangaç, çekingen ve sıkılgan olmamız çok doğaldır. Yapabileceğimiz en iyi şey geçmişi bir kenara bırakmak ve şimdiye, şuana odaklanmamız gerekir. Genelde bir çok kişi ya geçmişe çok odaklanıyor yada gelecek ile ilgile çok fazla hayal kuruyor. Doğru olan şey ise ‘’Şuan ne yapabilirim? Kendimi nasıl geliştirebilirim? Hayatımı nasıl güzelleştirebilirim? Kendimi nasıl ileriye taşıyabilirim? ‘’ gibi şeylere odaklanmaktır. Yanlış yetiştirilme konusunda sizin hiçbir günahınız ve kabahatiniz yoktur. Ancak bu durumusürekli bahane edip konuşmak kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülüktür. Kontrolümüz dışında bir şeye odaklanmaktansa enerjimizi değiştirebileceğimiz şeylere odaklanma kendimiz ve enerjimiz açısından en faydalı durumdur.

3-) MENTAL ZAYIFLIK: Bir insanın hayatın getirdiği zorluklara karşı dik duramaması, onlarla baş edememesi ve çözememesidir. Mental olarak zayıf olduğumuzda bu durum hayatımızdaki başarılarımızı etkiler, özgüven kazanamayız ve hayatta ilerleyemeyiz. Mental olarak zayıf olduğumuzda özgüveni geliştiremeyiz çünkü karşımıza elbet olumsuzluklar çıkacaktır ve hayatın bu yönüyle baş edemediğimizde bu yön daha fazla üstümüze gelmekte ve bizi sıkıntıya sokmaktadır.

Mental zayıflığın nedeni; hayata bakış açımızdır. Hayata karşı nereden baktığımız, ona nasıl reaksiyon gösterdiğimiz mental gücü belirler. Bir çok insan yaşadıklarından ders çıkarmıyor. Kendi hatalarımıza bakmıyorsak, hayatın içindeki o bilgelikten bir şey öğrenmiyorsak mental olarak güçlenme fırsatını kaçırıyoruz demektir. Mental olarak güçlenmediğimizde hiç beklenmedik anda olumsuz bir olayla karşılaştığımızda, stresle baş edemez, problemi çözemez ve o zaman hayatımızı kendimize zehir ederiz. Mutluluk elimizden gider ve gerçekte böylece açının merkezi ve kaynağı haline gelirsiniz. Bir çok insanın bu durumda bağımlılığı artar. (Alkol, madde, sigara vb.) Mental gücü azaltmak genel olarak hayat bakış açınızla alakalıdır. Kendinize olan inancınız mental gücünüzü belirler ve hayataki tecrübeleriniz sizi bu konuda destekler. Eğer tecrübelerinizden bir şey öğrenmiyorsanız mental sorun yaşarsınız ve bu durumda hayat kaliteniz düşer.

4-) YANLIŞ ALIŞKANLIKLAR: Yanlış alışkanlık, özgüven kazanmayı engeller özgüveninizin gelişimine darbe vurur.     Alışkanlıklarımızın bizim günlük hayatımızda boş kaldığımızda yaptıklarımızla alakalıdır. Hayat içinde bazı insanlar gerçekten yanlış alışkanlıklara sahip olabiliyor örneğin;  asosyalleşmek , çok sigara içmek, çok geç yatmak, gün içinde çok fazla TV izlemek, çok kötü beslenmek, gibi alışkanlıklardır. Bunlar birleştiğinde bizim özgüven kazanmamızı engelleyen, kişisel olarak gelişimimizi durduran, karakter özelliğimizi kötü yönde etkileyen alışkanlıklardır. Bu alışkanlıkları değiştirmek bizim elimizde mesela; çok yağlı, şekerli ve hazır besinlerle beslenen birinin hayat kalitesi düşecektir ve fazla kilo aldığı için özgüven kazanamayacaktır ve kötü beslendiği için hayatta enerjisi olmayacak ve daha pasif bir hayat tarzına sahip olacaktır. Çünkü kendisine saygısı olmadığını için bu alışkanlığı seçmişti ve bunu değiştirmek için bir şey yapmıyordu. Bunu tam tersine çevirmek bizim elimizde tabi ki ilk zamanlarda bir alışkanlığınızın dışına çıktığınız için çok zorlayıcı olacaktır. Ancak sağlam irade , disiplin ve büyük bir motivasyon ile başarılabilir. Eğer gerçekten değişmek istiyorsanız özgüveninizi ortadan kaldıran birini daha yok etmek istiyorsanız alışkanlıklarınızı düzenleyin.

5-) MÜKEMMELİYETÇİLİK: Mükemmeliyetçi insanlar kendilerinin en mükemmel formlarını hayal ederler. Ancak bu gerçek olmadığı için özgüven problemi yaşarlar. Mükemmeliyetçi insanların en büyük sorunu kendilerini mükemmelleştirmeye çalışmak değil mükemmel olmaları gerektiğini varsaymaktır. Buda kendilerinin çok büyük egoya sahip olduklarını gösterir. Ve bu egoyu aşamadıkları içinde özgüven sahibi olamazlar. Dışardan gelen olumsuzluklara kırılırlar, baş edemezler ve kendilerini kaybedici davranışlarda bulunabilirler ve ayrıyeten egoları incinmemesi için ellerinde geleni yaparlar. Mükemmelleşme zamanla tecrübe ve pratikle olabilecek bir şeydir. Mükemmeliyetçi insanlar, sadece onay almak, diğer insanların sizin egonuzu beslemesi gerektiğine dair düşünceye sahiptir. Ancak bu doğru değildir. Eğer sizde çok fazla mükemmeliyetçiyseniz işlerinizin mükemmel olduğunu düşünüyorsanız bunun bir süreç olduğunu anlamanız gerekir. Bir anda olacak şeyler değildir. Denemeyi, yanılmayı ve hatalar yapmayı kabul ediyorsanız işte o zaman mükemmelleşebilirsiniz.

6-) KUSURLARA FAZLA TAKILMAK: Bazı insanlar kendilerinde olan fiziksel veya bazı diğer karakter özellikleri ile ilgili kusurlara çok fazla takıldıkları için gerçekten hayatlarını kendileri için cehennem haline getirmektedirler. Bunun nedeni kendi gözlerinde ufak kusurları çok büyütmelerindendir. Bu yüzden dışardan gelen en ufak eleştiriyi bunlara bağladıkları için kusurlarını gözlerinde daha da büyütürler. Kusurlarınızı kabul edip kimsenin laf etmesine ve size karşı kullanmasına izin vermemelisiniz. Veya kullansa dahi duygusal reaksiyon vermeyip önünüze bakmalısınız. Çünkü ne kadar zayıf noktalarınız varsa insanlar sizi oradan vurabilirler. Bu yüzden zayıf noktalarınızı iyi bilmeli ve onlara sahip çıkıp kabul etmelisiniz ve kontrol altına almalısınız. Tüm enerjinizi kusurlara takılmamaya harcamalısınız. Kusurlarınıza rağmen başarınız karakterinizi gösterecektir. Kendinize yapabilecek en büyük kötülüğü yapmamalısınız. Kendinizi geliştirmeli ve kusurlarınıza takılmamalısınız.

7-) RİSK ALAMAMAK: Sorumluluk almayı sevmeyen risk almayı sevmez. Kişi konfor alanından çıkıp risk almayı, sorumluluk almayı başarmalı çünkü risk almadan özgüven kazanılamaz. Kaybetmekten korkan ve bu yüzden risk almaktan korkarlar. Örneğin; biriyle evlenmek, işe girmek vb. bunlar risk barındırır. Yapmanız gereken en önemli şey riskleriniz doğuracağı sonuçları tartıp risk almak için adım atın. Risk olmadan başarı, mutluluk maalesef olmaz.

8-) STRESLE BAŞ EDEMEMEK: Stresle baş etmek yeteneketir. Stres bazen iyi gelir.Daha iyisini bulabilmek için gereklidir. Stres ile baş etme yöntemleri geliştirmek sizin elinizdedir. Olumsuzluklarla baş etme yöntemi geliştirmek kişiye de iyi gelecektir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)