Siz de Çocuğunuzun Beslenmesinde Sorun Yaşıyor Musunuz?

Ailelerimiz için çocuklarının beslenmesinin ne kadar kıymetli olduğunu biliyorum. Seanslarda birçok anne ve baba, çocuklarının beslenme düzenleriyle ilgili yaşadıkları kaygı, korku ve endişe gibi duygularını benimle sıkça paylaşıyor. Çocuklarının yemek yememesi ya da sağlıksız beslenmesi, çoğu anne babanın en büyük kaygılarından biri. Ancak şunu da unutmamalıyız: Çocuklarımız, bizim hissettiğimiz duyguları görüyor, biliyor ve anlıyor.

Annelerin duygu düzenleme güçlükleri ile çocukların duygu düzenleme becerileri arasında anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple, çocuğunuzun yeme davranışını çalışmadan önce yapmamız gereken ilk şey, kendi duygularımızı düzenlemek ve kalbimizi ferahlatmaktır.

Çocuğunuz, “Ailem sofrada oturup yemek yerken duygularını düzenleyemezse, ben de daha fazla kaygılanabilirim ve bu da iştahımı kaçırabilir,” diyebilir. Eminim, siz de daha kaygılı ve öfkeli hissettiğiniz günlerde iştahınızın kaçtığını fark etmişsinizdir. O halde, yemek yeme davranışı ile nasıl hissettiğimiz arasında olumlu bir ilişki olduğunu, kendi deneyimlerimizden de söyleyebiliriz.

Sonuç olarak, çocuğunuz yemek yemediği için siz de sofradan kaygılı bir şekilde ve iştahınız kaçmış olarak kalkabilirsiniz. Araştırmalar, kaygı, korku ve endişe gibi duygularla yemek yiyen çocukların uzun vadede duygusal yeme bozuklukları geliştirebileceğini göstermektedir. Duygusal yeme bozukluğu, önlem alınmadığı takdirde obeziteye ve beraberinde gelen sağlık sorunlarına yol açabilir.

Yetişkinlerin bir araya geldiğinde konuştuğu tansiyon, şeker ve iç organ yağlanması gibi sağlık sorunları, ne yazık ki artık çocukların da maruz kaldığı problemler arasında yer almaktadır. Çocukluk çağı obezitesi giderek yaygınlaşmakta ve sağlık sorunlarını tetikleyen bir zemin oluşturmaktadır.

Bu yüzden, çocuklarımızı en çok zaman geçirdikleri mekan olan okula, sağlıklı beslenme çantaları hazırlayarak göndermek büyük önem taşır. Araştırmalar, sağlıklı yiyeceklerin kan şekerini dengede tutarak çocuğunuzun okula odaklanmasına katkıda bulunduğunu, şekerli ve işlenmiş gıdaların ise bu dengeyi bozduğunu göstermektedir. Çocuğunuzun hem zihinsel hem de fiziksel sağlığı için sağlıklı atıştırmalıklar büyük önem taşımaktadır.

Fast food tüketimi, düşük akademik performansa neden olabilir; çünkü yüksek şeker seviyeleri dikkat gerektiren işleri başarmayı zorlaştırır. Ayrıca, kan şekeri dalgalanmaları ruh hali değişimlerine de yol açar. Bu durum, kaygı ve öfke gibi olumsuz duygularla baş etmeyi zorlaştırır. Büyüklerimizin sıkça “Benim şekerim var, sakin kalamıyorum” dediğini duymuşsunuzdur. Bu, araştırmaların da doğruladığı gibi, şeker dalgalanmalarının duygu regülasyonunu zorlaştırdığını gösterir. Bu nedenle, beslenme çantalarını sağlıklı gıdalarla doldurmak, çocuklarımızın bu konuda yaşayacağı zorlukların önlenmesinde etkili bir adım olacaktır.

Evet, biliyorum, çocuklarımız maalesef sağlıklı gıdalardan uzak duruyorlar. Tatlarını beğenmiyorlar ve annelerimiz ne kadar çabalasa da çocuklar bu gıdaları tüketmeyi tercih etmiyor. Araştırmalar da bu durumu destekliyor. Okul çağı çocuklarının yeme davranışlarının incelendiği bir

çalışmada, çocukların neredeyse yarısının hiç sebze yemediği, %20-30’unun ise meyve tüketmediği gözlemlenmiştir. Buna karşın, atıştırmalık tüketiminin çok sık olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple annelerin, çocuklarının abur cubur tüketimi konusunda sınır koyması, onların fiziksel ve duygusal gelişimi açısından kritik öneme arz etmektedir.

Popüler kültür ve sosyal medyada sağlıksız gıdalara dair akımlar, Dubai çikolatası gibi , çocukların beslenmesini olumsuz yönde etkilemektedir, European Heart Network’ün Avrupa Birliği ülkelerinde yaptığı bir çalışmada, internet ve televizyonda sağlıksız yiyecek reklamlarının izlenmesi ile çocuklardaki şişmanlık arasında pozitif bir ilişki olduğu ortaya konulmuştur. Bu bulgular, çocukların ekran süresinin sınırlandırılmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan bir çalışmada, son 30 yılda okul çağındaki çocuklar arasında şişmanlığın üç kat arttığı görülmüştür. Bunun başlıca nedenleri; fiziksel aktivite eksikliği, büyük porsiyonlar, karbonhidratlı içeceklerin artan tüketimi, sebze ve meyveye az yer verilen okul menüleri, yağ ve şeker içeriği yüksek ara öğünler, kantinlerde satılan sağlıksız ürünler ve fast food beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşmasıdır.

Tüm bu nedenlerle, kötü beslenen ve kilo alan gelişim çağındaki çocukların, erişkin hastalıkları olarak bilinen insülin direnci, Tip 2 diyabet, hipertansiyon ve hiperlipidemi gibi sağlık sorunları için risk taşıdığı bilinmektedir. Bunun yanı sıra, birçok çocuğun bu sağlık problemlerine şimdiden sahip olduğu gözlemlenmiştir. Ancak, şişman çocukların bu sağlık sorunlarından ziyade, şişmanlık nedeniyle yaşadıkları psikolojik problemlerden (örneğin, akran zorbalığı) daha fazla rahatsız oldukları belirtilmektedir. Şişman çocukların, arkadaşları tarafından oyun arkadaşı olarak

tercih edilmemesi, yalnızlığa itilmesi ve oyunlara katılamamaları, sosyal yaşamlarını olumsuz etkilemektedir.

Eğer siz veya çocuğunuz yemek seçme eliyle yemek yememesi sofrada bulunmak istememe yavaş yeme ağzında tutma ya da aburcubur tüketiminde israrci olma gibi SORUNLAR yaşıyorsanız bu sorunların üstesinden birlikte gelebiliriz.Sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmak için rehberlik etmekten mutluluk duyarım.