Sosyal Anksiyete

Yazar Tuğçe ErtekinPsikolog • 9 Nisan 2020 • Yorumlar:

İnsanlar, başka insanların davranışını izleyeceğini ve dolayısıyla performansının

yargılanacağını düşündüğü durumlara girmeye ve aktivitelere katılmaya yönelik hayattaki

işlevselliklerini bozacak derecede kaygı duyarak ve bu durumlardan kaçınmaya yönelik

davranışlar içerisine girdiğinde bu kişilerin sosyal kaygıları olduğunu söyleyebiliriz. Bu

kaygıyı taşıyan kişiler kendilerinde kaygı yaratan ortamlara girdiklerinde aşağılanmaya, 

utanmaya, reddedilmeye neden olabilecek biçimde davranacaklarından korkarlar. Bu sebepten 

sosyal durumlardan kaçarlar veya bu durumlara zor dayanırlar. Sosyal kaygı yaşayan kişiler 

genellikle iletişimlerinde oldukça naziktirler, daha çok uyum gösterirler ve daha çok özür 

dilerler. Sosyal kaygısı olan kişi insanların eleştirel olduğunu düşünür ve onların 

düşüncelerine fazlasıyla önem verir. Böylelikle ne yaparsa yapsın nasıl davranırsa davransın 

yeterince iyi veya başarılı olamayacağı, yaptıklarının çevresindekiler tarafından 

beğenilmeyeceği korkusunu kapılır, bu durumda onun kaygısının daha çok artmasına sebep 

olur. Sosyal durumlarda bazı insanlar nadiren, bazı insanlar sıklıkla kaygı hissederken çoğu 

insan bu iki uç nokta arasında bir yerdedir. Bu orta noktada kalan kişiler kaygı hissederler 

fakat kaygılarını kontrol altında tutabildiklerinden sosyal hayatlarında herhangi bir problem 

yaşamazlar. Sosyal kaygı normal bir duygudur, kaygıyı tamamen ortadan kaldırmak mümkün 

değildir. Psikoterapilerde bu kaygıyı tamamen ortadan kaldırmak amaçlanmamalıdır. 

Psikoterapinin amacı, kaygı duyulan durumları ve kişinin kaygı düzeyini çoğu insanın 

yaşadığı kaygı düzeylerine çekmektir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)