EKİM AYI MEME KANSERİ BİLİNÇLENDİRME AYI

Dünya’da en çok tanı konulan kanserler akciğer (%13,0), meme (%11,9) ve kolon (%9,7) iken kanserden ölümlerin ise en çok akciğer (%19,4), karaciğer (%9,1) ve mideden (%8,8) gerçekleştiği belirtilmiştir.

Uluslararası Kanser Ajansı özellikle meme kanserindeki artışa dikkat çekmiştir. Kadınlarda meme kanser insidansının bir önceki tahminlere göre %20, meme kanserinden ölümlerin ise %14 arttığını belirtmiştir. Meme kanseri kadın kanserleri içinde en fazla görülen ve en fazla ölüme neden olan kanserdir. Dünyada kanser olan her 4 kadından biri meme kanseridir. Uluslararası Kanser Ajansı Başkanı Dr Wild meme kanserinin özellikle yaşam koşullarındaki değişiminden kaynaklandığını ifade etmiştir. Meme kanseri insidansı gelişmiş ülkelerde gelişmekte olan ülkelere göre daha yüksek, meme kanserinden ölüm ise gelişmiş ülkelerde gelişmekte olan ülkelere göre daha düşüktür. Dr. Wild, bu durumun az gelişmiş ülkelerde yaşayan kadınların meme kanseri teşhis, tarama ve tedavi hizmetlerine ulaşmaktaki sıkıntıdan kaynaklandığını belirtmiştir. Bu yüzden, özellikle az gelişmiş ülkelerde meme kanserinin erken teşhis, tarama ve tedavisine yönelik çabaların arttırılması gerekliliği üzerinde durmuştur.

Kanser, dünyada ve ülkemizde sağlığı tehdit eden önemli sağlık sorunlarından biri olup, ölüme yol açan hastalıklar arasında, dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye'de kalp-damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almaktadır. 2012 yılında ABD'de ortalama yeni kanserli hasta sayısı 1.683.910 kişi olarak saptanmıştır. Türkiye'deki durum incelendiğinde ise T.C. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2000-2006 yılları arasında 396 bin kanser olgusu bulunmuştur. Her yıl ortalama 140 bin kişi kanserden ölmekte, 150 bin kişiye ise yeni kanser tanısı konmaktadır. Önümüzdeki 20 yılda bu oranın 500 bine çıkacağı tahmin edilmektedir. 2022 yılında beklenen kanserli hasta popülasyonunun 18 milyona, 2030 yılında ise 22 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Kanser hastalarının % 40'ında tanı-tedavi sırasında beslenme yetersizliği gelişir.

 

Kanser hastalarının %20'den fazlası, primer hastalıklardan çok nutrisyonel komplikasyonlardan ölmektedir.(Çehreli, 2004)(Oncology textbook, 2008, Cancer Pract 1994;2:123-31). Yapılan bir araştırmada Vigano ve ark.(2007) çalışmasında kanser hastalarının 6 haftada 8.1 kg.dan fazla kilo kaybettiklerini belirtmiştir.

Kanser ve kanser tedavilerinin besin öğelerinin tüketimi, sindirimi, emilimi, metabolize edilme süreçlerinin tümünde olumsuz etkilere neden olduğu bilinmektedir.(Baron ve Pencharz, 2007)

Özellikle baş boyun kanserli hastalarda oluşan ağız içi lezyonlar oral gıda alımını etkiler.

Onkoloji hastaları tanı anında nutrisyonel yönden değerlendirilmeli, gerekli görülen hastalara beslenme desteği başlanmalı ve düzenli aralıklarla izlenmelidir.

Beslenme durumu değerlendirildiğinde, hafif-orta derecede malnütrisyonu olan ve az da olsa oral gıda alabilen hastalada oral gıda alımının protein enerji açısından zenginleştirilmesi gereklidir.

Oral beslenme hastanın fizyolojik, psikolojik ve sosyal açıdan kendini iyi hissetmesini sağlar.

Oral yoldan alması gereken besinlerin %60'ından azını alabilen hastalar için kullanıma hazır oral beslenme solüsyonları önerilebilir.

 

Beslenme bozukluğu; tümöre, tedaviye, tedavinin yan etkilerine, metabolik duruma bağlı olarak gelişir.

 

Beslenme desteğinde amaç;

Hastanın olan kilosunu korumak

Genel durumun bozulmasını önlemek

Malnutrisyon gelişmesini önlemektir.

 

Kanserli hastadaki semptomlar; anoreksi, bulantı-kusma, diyare, disfaji,mukozit, konstipasyon, ağrı, tat almada azalma, tat almada değişiklik, yetersiz sıvı alımı, beslenme bozukluğu, kas ve kilo kaybı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kanser hastalarının beslenme durumlarını değerlendirirken; kemoterapi, radyoterapi, kişinin psikolojik durumu, kültürel faktörler, sosyoekonomik düzeyi, eşlik eden hastalıklar(örn: diabet), kullanılan ilaçlar(örn: antibiyotikler, antidepresanlar, analjezikler), alkol tüketimi göz önüna alınmalıdır.

Anamnez alma, hastanın yeme şekli ve alışkanlıkları, erken doyma hissi gibi şikayetleri, çeşitli vitamin ve bitkilerin uygunsuz kullanımı, fizik muayene, antropometrik ölçüm ve laboratuar bulguları göz önünde bulundurulmalıdır.

 

Beslenme değerlendirilmesinde bakılması gereken antropometrik ölçümler;

Boy

Kilo

Yaşa göre vücut ağırlığı

Yaşa göre boy uzunluğu

Boya göre ağırlık

Orta kol çevresi

Deri altı kalınlığı

Vücut kütle indeksi(VKİ)

 

Bazı besin maddelerinin hastadaki immün yanıtı uyardığı tespit edilmiştir. Bu maddelerin diyete eklenmesi enfeksiyona karşı verilen yanıtı güçlendirebilir.

Arjinin, makrofajların bakterisidal aktivitesini ve vazodilatasyonu arttırır. T-hücre proliferasyonunu stimüle eder, nitrojen dengesini modüle ederek protein sentezini düzenler.

Omega-3 yağ asitlerinin immün yanıtı indüklediği gösterilmiştir.

Glutamin barsaklardan protein kaybını, bakteri geçisini engeller, fagositozu arttırır.

 

KANSER HASTALARINDA BESLENME NEDEN ÖNEMLİDİR?

Enfeksiyonlara karşı korumayı,

Yara iyileşmesini,

Kas ve organ bozulmasını önler,

Vücuttaki vitamin ve minerallerin tükenmesini önler,

Kanser tedavisine karşı direnmeyi sağlar,

Malnütrisyonu önler,

Mental disfonksiyonlarının azalmasını sağlar.


 

Kanser tedavisi sürecinde beslenme önerileri;

Yeterli ve dengeli beslenilmelidir.

İdeal vücut ağırlığı korunmalıdır.

Yağ ve şeker tüketimi azaltılmalıdır.

Yağlı etlerden ve sakatatlardan mümkün oldukça uzak durulmalıdır.

Yiyeceklerde pişirme yöntemi olarak kızartma tercih edilmemeli, bunun yerinefırında,buğulama,haşlama pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.

Aşırı tuz tüketiminden, turşu, salamura gibi fazla tuzlu yiyeceklerden uzak durulmalıdır.

Kanser önleyici maddelerden sebze-meyveler günde 5 porsiyon kadar tüketilmelidir.

Ateşe doğrudan temas eden, çok yüksek sıcaklıkta pişirilen ve tütsülenmiş besinler tüketilmemelidir.

Haftada en az 2 porsiyon kurubaklagil tüketilmelidir.

Selenyum, ve E vitamininden zengin, kanserden koruyucu olan posalı besinlerin(kepek ekmeği,tam buğday ekmeği,bulgur,yarma) tüketilmesine özen gösterilmelidir.

 

YEMEK HAZIRLAMADA DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR;

Eller yıkanmalı,

Eller saç, ağız ve buruna dokundurulmamalı,

Eldeki takılar çıkarılmalı,

Yemek hazırlarken bone ve maske takılmalı,

Yemek pişirmede ve serviste çelik, porselen ve cam ürünler tercih edilmeli,

Yemekler düdüklü tencerede veya fırınlama yöntemiyle pişirilmeli,

Yemekler 70 C de en az iki dakika da pişirilmeli

Bol su ile yıkanmış, sağlam, kalın kabuklu meyve ve sebzeler tercih edilmeli

Gıdalar 1 ölçek sirke veya limon suyu 9 ölçek su içinde yarım saat bekletilmeli,

Kızartma yağı bir defaya mahsus kullanılmalı ve kızartma usulü yapılmış yiyecekler tüketilmemeli,

Yeşillik ve çilek gibi soyulmadan tüketilen meyve ve sebzeler tüketilmemeli,

Meyve suyu ve süt UHT sisteminde steril(pastörize) olmalı,

Odun ve kömür ateşinde pişmiş gıdalar tüketilmemeli,

Mideyi yormamak için az ve sık aralıklarla beslenilmeli,

İyi pişmiş ve bekletilmemiş taze yemekler tüketilmeli,

Katı ve iyi pişirilmiş yumurta ve yumurtalı gıdalar tüketilmeli,

Pişmemiş ve az pişmiş yumurta içeren krema, mayonez gibi gıdalardan uzak durulmalı,

Besinlerin etiketlerini okumalı, son kullanma tarihi geçmiş/beklemiş/küflenmiş besinler tüketilmemeli,

Lokanta ve açık yerlerde satılan yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalı,

Baharatlı ve acı besinlerden uzak durulmalı,

Salamura ürünler(turşu,peynir,salamura yaprak gibi) tüketilmemeli,

Tek kullanımlık bardak/şişe tüketilmeli,

Kola ve benzeri asitli gıdalar tüketilmemeli,

Alkol ve kafein içeren içecekler tüketilmemeli,

Kabuklu kuruyemişler tüketilmemeli,

Besinler çok sıcak ve çok soğuk tüketilmemeli,

Çiğ et , balık gibi deniz ürünleri tüketilmemeli,

Taze peynir/küflü peynir tüketilmemeli,

Konserve besinlerden kaçınılmalı,

Yemeklerden sonra dinlenilmeli hemen yatılmamalı,

Siklosporin/Takrolimus tedavisinde greyfurt tüketilmemeli,

Dondurulmuş yiyecekler buzdolabında çözülmeli,

 

Erken TANI hayat kurtarır.

Çünkü sağlığınız herşeyden değerlidir..

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)